TEL ABYAD (AA) – Bağımsız Kürt Rabıtasının Başkanı Mustafa, terör örgütü PKK/YPG’nin sözde seçimi planıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Sözde özerk yönetim, SDG, PYD ve YPG’nin, terör örgütü PKK’nın kolları olduğunu vurgulayan Mustafa, “PKK, Kürtler ve Araplar dahil tüm bileşenlerin beklentilerini umursamıyor. Bu sözde seçim yasa dışı ve meşru değil çünkü yasa dışı temelde yapılan bir işlem.” ifadesini kullandı.
Mustafa, sözde özerk yönetimin Kandil’deki teröristlere bağlı olduğunu, YPG elebaşlarının PKK’nın sözde “yönetim kadrosunda” yer aldığını belirterek, PKK/YPG’nin işgal ettiği bölgelerde “DEAŞ ile mücadeleyi” kendi varlığını pekiştirmek için kullandığını söyledi.
Terör örgütünün diğer yandan da sözde yasa çıkararak varlığını meşrulaştırmaya çalıştığına işaret eden Mustafa, “(PKK/YPG) Bunlar ne siyasete ne de hukuka inanır. Bu yapıların amacı PKK deneyimini Suriye’ye taşımak.” diye konuştu.
PKK/YPG’nin İran ve Beşşar Esed rejimi aracılığıyla Suriye’ye iki temel amacı gerçekleştirmek için girdiğini söyleyen Mustafa, “Birincisi Kürtleri etkisiz hale getirmek, ikincisi ise odakları Suriye devriminden dağıtmak. Dikkatleri Türkiye’ye yönlendirmeye çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
Anayasa
Bağımsız Kürt Rabıtası Başkanı Mustafa, anayasanın, ulusal yönetim veya Suriye halkı tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak, sözde özerk yönetimin veya ülkenin güneyindeki Suveyda ilinin ya da Lazkiye ilinin kendi anayasalarını yapma hakkının olmadığını belirtti.
Anayasa Komitesinin tüm Suriye için bir anayasa yazmayı hedeflediğini ifade eden Mustafa, “Halk onaylarsa, geçiş süreci çerçevesinde resmi bir belge olacaktır. Ancak (PKK/YPG) tüm bu kuralları çiğnemek istiyorlar.” dedi.
Mustafa, “(Terör örgütü) Bütün yazılarında demokrasi, ekolojik haklar, kadın hakları gibi terimleri kullanıyorlar fakat sahadaki gerçekler bunun aksini kanıtlıyor.” diye konuştu.
Terör örgütünün, Kürtlerin en büyük siyasi temsilcisi Suriye Kürt Ulusal Konseyinin (ENKS) ülkedeki ofislerini yaktığını, liderlerini ya hapse attığını ya da yurt dışına sürgün ettiğini belirten Mustafa, kendisinin de ölümle tehdit edildiğini, 7 ay boyunca evine giremediğini anlattı.
Mustafa, “PKK, kendisinden farklı olana ya mutlak bir bağımlılık projesi ya da bir soykırım projesi olarak davranıyor. Suriye’de bize bağlı kimselerin hayatı tehlikede.” diye konuştu.
“Ne Araplar DEAŞ’tır ne de Kürtler PKK’dır”
Teröristlerin Suriye’nin kuzeydoğu bölgelerini işgal ettiğinde Aynularab ilçesinden (Kobani) büyük bir göç yaşandığını hatırlatan Mustafa, “İlçenin yarısı göç etti. Neden halk geri dönemedi? Neden buradayız?” diye konuştu.
Mustafa, terör örgütü DEAŞ ile PKK’nın aynı terör yöntemleriyle insanlardan iradelerini çalmaya çalıştığını dile getirerek, “Suriye’nin kuzeydoğusunu işgal edenler PKK’ya bağlı milisler tarafından yönetiliyor. Kürtler PKK’dır söylemi de ancak etnik ve mezhepsel fitne yaratmak için çıkarılan söylemlerdir. Ne Araplar DEAŞ’tır ne de Kürtler PKK’dır.” dedi.
Teröristlerin işgal ettiği bölgelerde yaşayan halkı harekete geçmeye çağıran Mustafa, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda, halkın, (rejim karşıtı gösteriler yapılan) Suveyda ilinde yaptığı gibi harekete geçmesi gerekiyor. Bu, insanların kendi çıkarları için harekete geçmesiyle üretken olabilir. Benim için ya da Bağımsızlar Derneği için değil Kürt Ulusal Konseyi için de değil, halkın kendilerini, çıkarlarını ve geleceklerini savunması için gereklidir.”
Suriye’de işgal ettiği topraklarda sözde yerel seçim yapmayı planlayan terör örgütü PKK/YPG, Türkiye’nin bölgede terör devleti kurulmasına izin verilmeyeceği uyarılarının ardından, sözde seçimi ağustosa ertelemek zorunda kalmıştı.
Muhabir: Eşref Musa