Anasayfa / Ekonomi / Uluslararası öğrencileri hedefleyen ayrımcı söylemler, Türkiye’nin eğitim sektöründeki başarısına zarar veriyor

Uluslararası öğrencileri hedefleyen ayrımcı söylemler, Türkiye’nin eğitim sektöründeki başarısına zarar veriyor

İSTANBUL (AA) – ENES TAHA ERSEN – İbn Haldun Üniversitesi (İHU) Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan, son dönemde uluslararası öğrencileri hedef alan söylemlerde artış gözlendiği uyarısı yaparak, bu eylemlerin Türkiye'nin önemli gelir kaynaklarından biri olan eğitim sektöründe elde edilen başarıya zarar vermeyi amaçladığını söyledi.

Prof. Dr. Arkan, AA muhabirine, Türkiye'de eğitim gören uluslararası öğrencileri hedef alan eylem ve söylemlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Arkan, uluslararası öğrencilik kavramının uzun yıllardır akademik çevreler tarafından öğrenci değişim ile bursluluk programları kapsamında üniversitelerde var olduğunu ancak Kovid-19 salgını ve sonrasında çıkan sosyal ve ekonomik sorunlar ile gündeme geldiğini hatırlattı.

Dünya genelinde uluslararası öğrencilere karşı ırkçı, ayrımcı tepkilerin ortaya çıktığını ve bunun ayrımcı bir tutum olduğunu kaydeden Arkan, salgın sonrasında çıkan ekonomik sorunlarla birlikte göçmenler veya uluslararası öğrencilerin bu sorunun kaynağı olarak kabul edilmeye başlandığını söyledi.

Arkan, eğitim için bir yerden başka yere giden öğrencileri “yabancı” olarak nitelemenin ayrımcılığın ve ırkçı yaklaşımın başladığı yer olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

“Yabancı veya yerli öğrenci şeklinde eğitimde ayrım yapmak bir sorundur. Temelinde bir ayrımcılık ve ırkçı yaklaşımı barındıran bir tutumdur. Literatürde bu kavram, uluslararası öğrenci olarak geçmektedir. Biz eğitimcilerin gözünde yalnızca öğrenciler var, herhangi bir ayrım söz konusu değil. Medeni dünyada uluslararası öğrencilere diğerlerinden farkı olmayan bir insan olarak yaklaşmak, hiçbir ayrımcılık ve ırkçılık yapılmaması, medeni dünyanın getirdiği insani, ahlaki ve akademik bir tavırdır. Bu bizim Türk öğrencilerimiz için de aynı durumda olmalıdır. Toplum bir tarafa bunun akademik dünyada hiçbir şekilde yeri olmaması gerekiyor.”

– “Uluslararası öğrenciler dünyanın en büyük ekonomik kaynaklarından birisi”

Özellikle Batı'da artan yabancı düşmanlığı kavramına karşılık, gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda eğitimin ekonomik gelir olduğunu, bunun yanı sıra nitelikli insan kaynağına ulaşmada uluslararası öğrencilerin bir araç olarak kabul edildiğini vurgulayan Arkan, “Bizim ülkemizde de rakamlara bakacak olursak, uluslararası öğrencilerin merkezinde Avrupa’da ilk 5’te, dünyada ise ilk 10’un içerisindeyiz. Yaklaşık olarak sahip olduğumuz uluslararası öğrenci sayısı 301 bin.” bilgisini verdi.

Ekonomik olarak yaklaşıldığında her bir öğrencinin ülkeye getirisinin yaklaşık 10 bin dolar seviyelerinde olduğunu vurgulayan Arkan, öğrenim ücreti, kiralama ve aldığı hizmetler de düşünüldüğünde oldukça büyük bir rakamın ortaya çıktığını dile getirdi.

– Münferit olaylar öğrenci gelişini azaltmak için büyütülüyor

Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Çin ve Kanada gibi ülkelerin “uluslararası eğitim” pazarının önde gelen ülkeleri arasında olduğuna işaret eden Arkan, “İngiltere’nin yaklaşık milli gelirinin üçte birinden fazlası uluslararası öğrencilerden eğitim geliri olarak gelmekte. Onlar bu pazarı daha da büyütmeye çalışıyor. İngiltere’nin gelişmiş ülkeler arasında bulunduğunu düşündüğümüzde bu rakamın ne kadar büyük olduğunu görebiliyoruz.” diye konuştu.

Uluslararası öğrenci pazarında, rekabet içerisindeki ülkelerin başta Türkiye olmak üzere birbirlerine karşı adil bir mücadele vermediğini belirten Arkan, şunları kaydetti:

“Küresel rekabette her ülke etik olarak çalışmıyor. Birbirlerine karşı rekabette olan uluslararası öğrenci pazarı olan ülkelerde meydana gelen münferit olaylar, öğrencilere karşı işlenen olumsuz durumlar, hem iç hem de dış basına ciddi bir şekilde büyütülerek servis ediliyor. Buradaki amaç şu, o rekabette uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye gelişini azaltmak, onların Türkiye ile oluşturacağı katma değerleri işbirliklerini küçültmek.”

– Mezunlar, Türkiye'nin yumuşak gücünü de temsil ediyor

Arkan, Türkiye gibi sömürge geçmişi bulunmayan ve işbirliği içerisinde bulundukları ülkeler ile “kazan-kazan” prensibi ile hareket eden ülkelerin özellikle Afrika ülkeleri tarafından eğitimde tercih edildiğini, Türk üniversitelerinden mezun olan kişilerin de bugün pek çok ülkede kritik pozisyonlarda görev aldığını belirterek, şunları aktardı:

“Türkiye bu ülkeler ile kazan-kazan ilkesi ile beraber hareket ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bu tavrı ve giderek artan eğitim kalitesi bölgedeki diğer ülkeleri cezbediyor. Türkiye Maarif okulları ile lise düzeyinde de eğitimler veriyor orada. Bunlar da Afrika’daki eğitimin kalitesinin artmasına ciddi bir şekilde katkı sağlıyor. Afrika olumlu sonuçları gördükçe Türkiye ile olan eğitim alanındaki işbirliklerini artırmaya çalışıyor. Bu bağlamda Türkiye'nin gerek Afrika’da gerek Türk Cumhuriyetlerinde gerekse Orta Doğu’daki başarısı tesadüf değil. Bütün bunlar Türk üniversitelerinden mezun olup ülkesinde diplomat, tacir, müteşebbis, elit, siyasi veya başkan olanlar ile sağlanıyor. Yine Afrika'daki gelişmeler de Türk üniversitelerinden mezun olan ve ülkelerinde siyasi pozisyonlarda bulunan kişilerin aldığı kararlar ile yapılmaktadır.”

Özellikle Türkiye'deki üniversitelerden mezun olarak kendi ülkelerinde önemli grevler üstlenen kişilerin aynı zamanda Türkiye'nin yumuşak gücünü de temsil ettiğinden bahseden Arkan, “Küreselleşmenin en önemli unsurlarından bir tanesi, sizin beraber etkileşimde bulunduğunuz ülkelerin gençleri ile ortak bir gelecek inşa etmeniz gerekiyor. Siz bunu inşa edemediğinizde bütün söylem ve hitabetler boşa düşüyor. Dolayısıyla o insanlarla tanışmanız, eğitmeniz, beraber iş yapmanız ve nitelikli işbirlikleri yapmanız gerekiyor. Bunun modern dünyadaki karşılığı da eğitimdir.” ” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de eğitim alan uluslararası öğrencilerin ciddi yeterlilik testleri ve zorlayıcı aşamalardan geçerek kabul aldıklarına da değinen Arkan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ülkemiz nitelikli öğrencileri Türkiye’ye kazandırabilmek adına, öğrencileri seçerken onları ciddi zorlayıcı testlerden geçiriyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) imtihanları bunlardan biri. Bunun yanı sıra bizim üniversitemiz gibi ülkemizdeki bazı üniversiteler kabul için kendi sınavlarını, testlerini de yapıyor, öğrencinin geçmişteki not ortalamalarını ilgi ve çalışma alanlarını inceliyorlar. Bizler de bu noktada aynı metotları uygulayarak nitelikli insanı seçip onlara kaliteli eğitim vermeyi amaçlıyoruz.”

Diğer Haber

Açlık sınırı 20 bin 432, yoksulluk sınırı da 66 bin 553 TL’ye çıktı.

Enflasyonun öncü göstergelerinden biri olarak kabul edilen Türk-İş’in gıda enflasyonu verileri Ekim’de hızlanmaya işaret etti. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir