İSTANBUL (AA) – Yönetmen Semih Kaplanoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle düzenlenen “Sinemahal Film Okulu”na konuk oldu.
İstanbul Tasarım Merkezi’nde gerçekleştirilen, sinema eleştirmeni ve yazar Enver Gülşen’in yönettiği etkinlikte, Kaplanoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı “Herkes Kendi Evinde”, “Meleğin Düşüşü”, “Yumurta”, “Süt”, “Bal”, “Buğday”, “Bağlılık Aslı” ve “Bağlılık Hasan” filmleri ele alındı.
Etkinliğe katılan sinemaseverlerin sorularını cevaplayan Kaplanoğlu, her filmde yeniden doğar gibi hissettiğini belirterek, “Bazı yönetmenler edebiyattan beslenir bazıları belki başka alanlardan ama beni film yapmak için motive eden şey, her zaman sinemanın kendisi oldu.” dedi.
Bir hikaye anlatmak ya da bir konuda bir şey söylemek için sinemayı tercih ettiğinin altını çizen usta yönetmen, “Yazı da yazdım, öykü ve şiir de yazdım ama hepsi aslında filmle sinemayla ilişkiyi tekrar kurmanın bir aracı gibi geldi bana.” şeklinde konuştu.
“Yapay zekada gerçek bilgi hiç bir zaman olmayacak”
Kaplanoğlu, yapay zekanın sinemaya etkilerine de değinerek, “Kaygı demeyeyim ama bir tür bilinmezlik var. Bütün bu ‘yapay zeka’ neyi biliyor aslında? Bizim, insanlığın bütün birikimini eline almış, alacak ya da hepsini bir şekilde kapsayacak ama gelecek hakkında bir şey söyleyemeyecek. Çünkü geleceği ancak insan söyleyebilir.” ifadesini kullandı.
İnsanlığın tüm bilgisinin yapay zekaya aktarılmayacağını sözlerine ekleyen Kaplanoğlu, şunları kaydetti:
“Kesin iskonto da yaparlar yani her bilgiyi oraya koyacaklarını zannetmiyorum. Gerçek bilgi hiçbir zaman orada olmayacak ama bir şekilde o bilginin bir arada oluşu, bir toplamın içinde yer alması belki başka türlü işimize yarayacak. Sinemanın ya da sanat, gelecek açısından düşündüğümüzde insan hikayesini anlatmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecek bence. O yüzden bu konuda bir umutsuzluğum yok ama şartlar değişiyor.”
Semih Kaplanoğlu, Bangladeşli yönetmen bir arkadaşının, yeni filminin ilk on dakikasını kendisine izlettiğini söyleyerek, sonrasında bütçe sıkıntıları, ekonomik şartlar, gençlerle iletişim kurmanın zorlukları gibi konuları ele aldıklarını aktardı.
Usta yönetmen, bilginin ve düşüncenin kuruduğu, insanlığın sözünü söyleyemediği benzer dönemlerin tarih boyunca da yaşandığını dile getirerek, “Bu belki de bir ölümün yani bir medeniyet tasavvurunun aslına giderek yeryüzünden ayak çekmesi. Yerine yeni gelecek bir şey var, onu bilmiyoruz. Ben umutlu bir insanım, yani genel olarak karamsarım ama umutsuz değilim.” değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Ahmet Esad Şani