Kaan Gür, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA’ya yaptığı açıklamada, 6 Şubat’taki depremler nedeniyle ülkece zor bir süreçten geçildiğini anımsatarak, deprem felaketinde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle andığını söyledi, yakınlarına ve bütün millete başsağlığı diledi.
Gür, “2023’e zorlu bir başlangıcın ardından ülkece Cumhuriyetimizin 100. yılını gurur ve coşkuyla kutlamak, bu sıkıntılı süreçten birlik içerisinde çıkmamızın simgesi oldu.” dedi.
“Ülke risk primindeki iyileşme de Türkiye’ye yönelecek sermaye akımlarını olumlu etkileyebilir”
Gür, 2023’te Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri incelediklerinde, deprem felaketinin olumsuz etkilerine rağmen yılın 3 çeyreklik döneminde yıllık yüzde 4,7 büyüme gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Seçimlerin neticelenmesiyle birlikte belirsizlik unsuru ortadan kalkarken bu süreci takip eden bir parasal sıkılaştırma dönemi göze çarpıyor. Bu dönemde olduğu gibi, 2024 yılında da istikrar kazandırıcı adımların devamını bekliyoruz. Politika faizinde beklenen ilave artışların yanı sıra artan borçlanma maliyetlerinin iç talebi törpülediğini, dolarizasyonu azalttığını, cari dengeyi iyileştirdiğini ve hedeflenen dezenflasyon patikasını desteklediğini görebiliriz. Yine ülke risk primindeki iyileşmenin de Türkiye’ye yönelecek sermaye akımlarını olumlu etkileyebileceğini söyleyebiliriz.”
“2023’te sektörümüz güçlü yapısını korudu”
Kaan Gür, 2023’te sektörün de güçlü yapısını koruduğunu vurgulayarak, sorunlu kredi oranının düşük seyrini sürdürürken, sermaye yeterlilik oranının da yasal sınırın üstünde kalmaya devam ettiğini, parasal sıkılaştırma dönemiyle birlikte mikro ve makroihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarının bankacılık faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi açısından daha elverişli bir zemin oluşturduğunu söyledi.
Finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte kredi büyümesi yavaşlasa da net faiz marjlarındaki artışın, kredi arzının iyileşmesini sağlayarak bankacılık sektörünün ana faaliyeti üzerinden kar elde etmesine olanak tanıyan bir ortam sunmaya başladığını ifade eden Gür, “Önümüzdeki dönemde faiz oranlarındaki belirgin yükselişin varlık kalitesine etkileri olabilir. Senaryo bazlı düşünmeye devam etmek, risk yönetimi esaslı yaklaşımı korumak ve ufukta beliren riskleri doğru okuyarak zamanlı adımlar atabilmek başarının anahtarları olacaktır.” dedi.
Akbank’ın 2023 boyunca ülkeyi, toplumu ve müşterilerini desteklemeye devam ettiğini belirten Gür, yılın 9 ayında ekonomiye sağladıkları kredi desteğini, 871 milyar lirası nakdi olmak üzere 1 trilyon 94 milyar lira seviyesine çıkardıklarını, toplam mevduatlarının 1 trilyon 134 milyar liraya, aktiflerinin ise 1 trilyon 717 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
“Kuvvetli müşteri kazanımı performansımızı 2023 yılında da sürdürdük”
Akbank Genel Müdürü Gür, dijitalden müşteri edinimi sürecinde sundukları farklılaşan deneyimin de etkisiyle rekor büyümelerinin devam ettiğini, yılın ilk 9 ayında 1,7 milyon net aktif müşteri kazanımı gerçekleştirdiklerini, böylece 2 yıldan az bir sürede aktif müşteri sayılarını 4 milyon artırmayı başardıklarını anlattı.
Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için 2023 yılında çalışmaya devam ettiklerini belirten Gür, şunları kaydetti:
“Yılın 9 ayında toplam 87 milyar lira sürdürülebilir finansman sağladık. Böylece 2021 yılından beri sürdürülebilir bir gelecek için toplamda 174 milyar lira destek vererek ‘2030 yılına kadar 200 milyar lira sürdürülebilir kredi finansmanı’ hedefimizin yüzde 87’sine ulaşmış olduk.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın ele aldığı küresel problemlerle mücadele kapsamında, ‘yeşil’ ve ‘sosyal krediler’ ürün gamlarımızı genişlettik. Müşterilerimize yeşil ve kapsayıcı çözümler sunmaya devam ettik. Ticari müşterilerimize sürdürülebilir nakit yönetimi çözümü sunan Sürdürülebilir Mevduat ürünümüzü piyasaya sürdük.”