İSTANBUL (AA) – GÜLÇİN KAZAN DÖGER – Alman şarkıcı, söz yazarı ve siyasetçi Diether Dehm, ülkenin önde gelen tiyatro sanatçılarından Dieter Hallervorden'ın Gazze'deki insani krize dikkati çekmek için seslendirdiği şiir nedeniyle medyada “Yahudi düşmanı” olarak yaftalanmasına ilişkin, “Netanyahu gibi bir kitle katilini eleştirmek antisemitizm değildir.” dedi.
Almanya'da çok sayıda popüler şarkının yapımına imza atan şarkıcı, besteci ve eski Federal Meclis üyesi Sol Partili Diether Dehm, AA muhabirine, 88 yaşındaki ünlü aktör Dieter Hallervorden ile birlikte kaleme aldıkları “Gazze Gazze” şiirini ve şiirin yayınlanmasıyla medyada Hallervorden'a yönelik başlatılan linç kampanyasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gazze gibi önemli bir siyasi konuda ilk kez şiir yazdıklarına işaret eden Dehm, şunları aktardı:
“Sanırım Hallervorden ile iki hafta önce buluştuk. Oradaki insanlara karşı büyük bir empati duyduğu ve özellikle Almanya'daki (İsrail yanlısı) propagandaya karşı olduğunu söyledi. Bu yüzden, güzel bir şiir yazmak istedi ve birlikte çalıştık. Son derece hassas, ince düşünen, küçük detaylara odaklanan bir yaklaşımla kışkırtma veya propaganda yapmadan şiddete maruz kalan insanlar için bir araya geldik. Ona yazdığım şiiri gösterdim ve onun yardımıyla satırları iki katına çıkardım. Yani şiir işbirliğimizle gelişti. Bu ikimiz için de eşsiz bir şey.”
Dehm, şiirle Gazze'de yaşananlara üzülen ama sesini çıkaramayan insanlara ulaşmak istediklerini belirterek, “Yazarken etki bırakmak istediğiniz bir hedef kitleniz olur. Bazen sadece üç ya da daha fazla kişiye yazarsınız. Ben bu şiirle emperyalist propagandadan etkilenen, Mossad ve diğer gizli servislerin medyadaki derin etkisi altında olan muhafazakar, Katolik, Hristiyan, Hristiyan olmayan ve liberal insanlara ulaşmaya çalıştım.” diye konuştu.
Gazze'de yaşananlarla ilgili kötü hislere sahip olan bir tür sessiz çoğunluk olduğuna dikkati çeken Dehm, hem onlara hem de ırkçı kökenden gelen insanlara ulaşacak sözler bulmaya çalıştığını, kelimelerle onların kalplerine ve zihinlerine ulaşmaya çalıştığını söyledi.
– “Şiirde Yahudi karşıtı hiçbir ifade yok”
Şiir yayınlandıktan sonra Alman medyasında ünlü aktör Hallervorden hakkında “Yahudi düşmanı ve Hamas destekçisi” gibi ağır eleştiriler yapıldığına dikkati çeken Dehm, “Almanya'daki en önemli ve ünlü tiyatrocularımızdan biri olan Dieter Hallervorden'e yönelik agresif saldırılar, tamamen saygısızca. Bu saldırıları yapan genç gazetecilerin böyle eğitildiği için sanata, şarkı sözlerine ve Hallervorden gibi büyük bir ismin kişiliğine daha da önemlisi Filistin’de hayatını kaybeden insanlara saygıları yok.” ifadesini kullandı.
Dehm, şiirde Yahudi karşıtı hiçbir ifadenin olmadığına vurgu yaparak, “Antisemitizm, bir Yahudi'yi ya da başka bir Sami insanı, sırf Yahudi olduğu için eleştirmektir. 'Bu adamı sevmiyorum çünkü Yahudiler kötü kokar ya da Yahudiler paraya düşkündür.' dediğimde, bu antisemitizmdir ancak Yahudi olan Netanyahu gibi bir kitle katilini eleştirmek antisemitizm değildir.” görüşünü paylaştı.
Kişisel olarak toplumda karşılaştığı Yahudi karşıtı ırkçı görüşlerle her zaman mücadele ettiğinin de altını çizen Dehm, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail hükümetine, özellikle bu hükümetteki iki faşist bakana (Itamar) Ben-Gvir ve (Bezalel) Smotrich'e karşı olan yüzde 30'luk bir kesim var ve bazıları sağcı, özellikle ırkçı argümanlara sahip. Genel olarak Yahudilere güvensizlikleri var ve onlarla her zaman tartışıyorum çünkü Marksizm'deki hocalarımın hepsi Yahudi'ydi. Onları hayatım boyunca sevdim. Yahudi mizahını ve Yahudi sanatının Alman kültürünün bir parçası olmasını seviyorum tıpkı büyük İslam şairlerinin olduğu gibi, Türk Nazım Hikmet gibi. Bu yüzden onlarla tartışıyorum ve bir süre sonra 'Evet, haklısın, Yahudilere karşı değilim.' diyorlar.”
– “Yahudi karşıtlığı, ırkçılık, İslam karşıtlığı 'Kanımızda bir şey var' teziyle çalışır ve zehirlidir”
Dehm, Nazi Almanya'sındaki “üstün ırk” deneylerine işaret ederek, “Faşist bilim insanları, her zaman kafamızda, kanımızda ve vücudumuzda, bir şeylerin Alman, kuzeyli, Aryan olup olmadığını keşfetmeye çalıştı ancak hiçbir şey bulamadılar. Antisemitizm zehirlidir. Ölümcüldür. Yahudi karşıtlığı, ırkçılık, İslam karşıtlığı zararlıdır çünkü 'Kanımızda bir şey var' teziyle çalışırlar. Liberal bir Marksist olarak, insanlar arasında fikirlerin tek taşıyıcısı olarak kültür ve düşüncelere inanıyorum.” görüşünü aktardı.
Şiirde gücü elinde bulunduranların terörizme verdiği örtülü desteğe dikkati çektiklerini kaydeden Dehm, şu ifadeleri kullandı:
“Videoda Hallervorden'ın bir hesap uğruna canavarlar yaratmanın dünyadaki en kötü şey olduğunu söylediği kısa bir bölüm var ve o bu hesaptan bahsederken BlackRock ve Rheinmetall şirketlerinin fotoğraflarını görüyorsunuz. Reinmetall, Adolf Hitler için silah üreten bir şirketti. Silah üretmek için eskiden ırkçı argümanlara sahiptiler. Bugünse yeşil ve daha duyar kasan argümanları var ve bunlar Sayın (Alman Dışişleri Bakanı Annalena) Baerbock ve Yeşiller Partisine dayanıyor. Ancak birebir aynı olmasa da insanları öldürmek için daha modern silahlar üretiyorlar. Bu, propaganda araçlarını kullanmadan ortaya koymak istediğimiz ana fikirdir.”
– Hallervorden'a destek mesajları
Alman medyasındaki ağır eleştirilere rağmen, halkın büyük çoğunluğundan pozitif geri dönüş aldıklarını aktaran Dehm, “Şu anda videoyla 6 milyondan fazla kişiye ulaştık. Bu 6 milyonun büyük çoğunluğu şiirde vardığımız sonuca katılıyor.” diye konuştu.
Eski Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Prof. Dr. Jean Ziegler'in, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de düşüncelerine yer verdiği bir mektubu Hallervorden'a gönderdiğini ifade eden Dehm, “Antonio Guterres ve BM'de dünya gıda programı elçisi olarak görev yapan Prof. Dr. Jean Ziegler'den tebrik mesajı aldık. Dieter Hallervorden'a bir mektup yazarak, onun videosunda Arap karşıtı, Yahudi karşıtı veya ırkçı hiçbir şey olmadığını söyledi.” dedi.
Dehm, ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaparak sözlerini şöyle noktaladı:
“Birinin benden farklı görüşe sahip olması kabul edilebilir. Zıt görüşlerde olduğum iyi arkadaşlarım var. Çelişkilere kulak vermek benim için önemli çünkü bu sayede daha iyi argümanlar öğrenir ya da bakış açımı değiştiririm. Özgürlük ve zıtlıklar üzerine tartışmayı 'Aydınlanma Çağı' olarak adlandırıyoruz ki bu Fransız Devrimi'nin ve modern demokrasinin ana fikridir. Sadece yukarıdan gelenleri tekrar ediyor ve yalnızca çevrenizin düşünmenizi beklediği şeyleri tekrarlıyorsanız, o zaman eskiden Alman halkının içinde bulunduğu o kötü durumdayız demektir.”