İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – College de France Sürdürülebilir Kalkınma, Çevre, Enerji ve Toplum Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gilles Boeuf küresel sıcaklıklarda yaşanan artış sonucu deniz canlılarının daha serin olan kutup bölgelerine doğru göç ettiklerini ve balıkçılık faaliyetlerinin değişen iklime adapte edilmesi gerektiğini kaydetti.
Küresel ortalama sıcaklıklar 2023'te rekor kırarken bu durum deniz yüzey suyu sıcaklıklarına da yansıdı. ABD'deki Maine Üniversitesi'ne ait Climate Reanalyzer sitesinin verilerine göre, 14 Mart 2023'ten bugüne deniz yüzey suyu sıcaklıkları her gün, o güne ait tarihsel verilerle kıyaslandığında rekor kırdı.
Institut Français Türkiye'nin düzenlediği, “İklimin Jeopolitiği: Sorunların Kalbinde Akdeniz” başlıklı söyleşiye katılmak üzere İstanbul’a gelen Boeuf, sıcaklıklarda yaşanan bu değişimin okyanuslara ve Akdeniz'e etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Okyanus sularının dünyanın her yerinde ısındığını ve bu durumun canlıların yaşamı üzerinde büyük etkileri olduğunu belirten Boeuf, bu etkilerden en önemlilerinden birinin göç olduğunu söyledi.
Sıcaklık artışının deniz canlılarını göçe zorladığını ifade eden Boeuf, “Hareket edebilen tüm canlılar gidiyor ama hareket edemeyenler için durum felaket. Göç edemeyen canlılar, sudaki oksijen seviyesindeki düşüşe bağlı olarak ölüyor. Örneğin birkaç sene önce, Türkiye ve Yunanistan’ın olduğu bölgeler de dahil Akdeniz’de yüksek seviyede omurgasız deniz canlısı ölümü gerçekleşti.” dedi.
Kuzey yarım kürede daha serin sular arayan deniz canlılarının Kuzey Kutbu'na, güney yarım küredekilerin de Güney Kutbu'na doğru hareket ettiğini aktaran Boeuf, her canlının aynı hızda hareket edemediğini hatırlattı.
Gilles Boeuf, “Planktonlar yılda 45 kilometrelik bir hızla hareket ediyor, balıklar 27 kilometre. Karalarda aynı hızda hareket edemezsiniz, yer kurtçukları için bu mesafe yılda 6 kilometredir.” bilgisini paylaştı.
Durumun, hareket edebilen canlılar için dahi tehlikeli olduğunu dile getiren Boeuf, Avrupa kıtasında yaşanacak 1 derecelik sıcaklık artışı sonucu bölgedeki canlıların daha uyumlu bir iklimde yaşayabilmek için ortalama 250 kilometre kuzeye göç etmek zorunda kalacaklarını bildirdi.
Önlerinde bir engel bulunmaması dolayısıyla deniz canlılarının göç edebilmelerinin daha kolay olduğuna ve bu durumun özellikle balıkçılar için önem taşıdığına dikkati çeken Boeuf, avlanılan bölgedeki balık türlerinin birkaç yıl içinde değişebileceğini ve balıkçılık sektörünün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
– “Yığılma sonucu balık ölümleri olabilir”
Hayvan göçü veren birçok bölgenin aynı zamanda hayvan göçü aldığını işaret eden Prof. Dr. Boeuf, şu değerlendirmeleri paylaştı:
“Fransa’daki balıklar kuzeye göç ederken, Afrika’daki balıklar da buraya geliyor. Akdeniz'e şu an Afrika’dan balık girişi var. Bunlar Süveyş Kanalı üzerinden, Kızıldeniz'den Akdeniz'e geliyor. Bu Türkiye için önemli bir problem. Akdeniz’e gelen balıklar da okyanuslarda olduğu gibi daha kuzeye göç edecekler ama Akdeniz'de balıklara çıkışı gösterecek bir tabela yok. Çıkışın nerede olduğunu bilmiyorlar. Çıkışı bulamayan balıkların neden olduğu yığılma sonucu balık ölümleri olabilir. Bu çok önemli bir sorun.”
Hem Akdeniz'de hem de dünyanın geri kalanında iklim değişikliği kaynaklı ekosistem değişimleriyle mücadelede iklim krizinin etkilerini yavaşlatmanın ve uyum çalışmalarının kritik rol oynadığına değinen Boeuf, “Tarım, hayvancılık gibi aktiviteleri, değişen iklime uyum sağlar hale getirmeliyiz. Gelecekte üretime uygun bitkilerin yetiştirilmesi konusunda istişareler önem taşıyor. Aynı durum balıkçılık için de geçerli. Alışkanlıkların değişmemesi halinde kuzeye giden balıklarınızın peşine düşmeniz gerekecek.” ifadelerini kullandı.
– “Akdeniz'de daha fazla işbirliğine ihtiyaç var”
Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin sıcaklıklar ve diğer çevresel problemler karşısında aynı derecede hassas olmadığı görüşünü paylaşan Boeuf, bu ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılması önerisini yaptı.
Prof. Dr. Boeuf, sözlerini şöyle tamamladı:
“Örneğin Yunanistan'daki deniz kirliliğinin azaltılması için bir proje yaptığımızı düşünelim, bölgedeki tüm ülkelere ihtiyacımız var. Eğer belirli bir ülke kirletmeye devam ederse bu tüm ülkeler için problem. Akdeniz, ülkelerinin birbirine oldukça yakın olduğu bir bölge. Burada bir işbirliği sistemi bulmalıyız. Her sene 200 milyon ziyaretçinin geldiği, denize girdiği, güneşlendiği bir Akdeniz'de yaşıyoruz. Yunanistan da Türkiye de bu alandan gelir elde ediyor. Bölgede çok fazla işbirliğine ihtiyaç var.”