İSTANBUL (AA) – Ernst&Young ( EY) Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, birleşme ve satın almaların CEO'ların ve kurumsal yatırımcıların uzun vadeli sürdürülebilir değer yaratması ile daha iyi çalışabilecekleri önemli bir alan olduğunu bildirdi.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, “EY CEO Görünümü 2024 Araştırması”nın detaylı sonuçları paylaşıldı. Raporda her üç CEO'dan ikisisinin zorlu ekonomik ortama rağmen gelir ve kar büyümesi konusunda iyimser olduğu belirtildi.
Teknoloji, veri ve siber güvenlik yatırımları CEO'ların önümüzdeki yıl gündeminde yer alıyor. Sürdürülebilirlik konuları ise uzun vadeli kurumsal karar alma süreçlerinde köklü bir yer ediniyor.
Dünya çapında 21 ülkeden 1200 CEO ve 300 kurumsal yatırımcının katılımı ile hazırlanan rapor, hızla değişen küresel ekonomik ortamda yönetim kurulu gündemi öncelikleri hakkında önemli veriler sunuyor.
Rapora göre, CEO'lar yakın gelecekteki beklentileri ve gelecekteki büyüme yatırımları için sermaye yaratmak üzere adım atmaya, geçen yıla göre daha istekli ancak zorlu piyasa koşullarında kısa vadeli getirilere odaklanmaya da devam ediliyor.
CEO'ların yüzde 60'ı şirketlerinin gelir artışı konusunda daha iyimser olduklarını söylerken, yüzde 65'i de işletmelerinin karlılığı konusunda daha olumlu düşünüyor.
Büyüme ve verimliliği artırmak için yapay zeka (AI) da dahil olmak üzere teknolojiye yatırım yapmak, CEO'ların neredeyse yarısı için gelecek yıl boyunca en önemli öncelik olarak görülüyor.
Veri yönetimi ve siber güvenliğin geliştirilmesi ve işlerinin her alanında uçtan uca maliyetlerin yönetilmesi de şirketler için önemli stratejik öncelikler olmaya devam ediyor.
– CEO'lar ve yatırımcılar önümüzdeki bir yıl içinde sürdürülebilirliğe odaklanma konusunda ayrışıyor
Araştırmaya katılan CEO'ların yarısından fazlası net sıfıra ulaşmak için sürdürülebilirlik konularına bir yıl öncesine göre daha fazla önem veriyor. Yatırımcılar ise çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) konularına daha az odaklanıyor.
Kurumsal yatırımcıların yüzde 35'i sürdürülebilirliğin yatırım portföyleri için bir yıl öncesine göre daha düşük bir öncelik olduğunu söylüyor.
CEO'lar, birleşme ve satın almalara kısa vadeli önceliklerini çözmek için büyük ölçüde teknoloji, yeni üretim yetenekleri veya yenilikçi girişimler elde etme arzusuyla sıcak bakıyor.
CEO'lar ve kurumsal yatırımcılar, 2023'teki durgun işlem ortamına kıyasla birleşme ve satın almalar (M&A) için olumlu bir bakış açısına sahip.
CEO'ların çoğu önümüzdeki bir yıl içinde yapılacak işlemler ve stratejik ortaklıklar ile M&A gibi işlem fırsatlarını takip etmek istiyor. Araştırmada, satın alma işlemleri için en önemli stratejik itici gücün ne olduğu sorulduğunda ise teknoloji, yeni üretim kabiliyetleri veya yenilikçi girişimler edinmek, pazar payını büyütmek ve yeni coğrafyalara erişmek ilk üç itici güç olarak öne çıkıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, CEO'ların iş görünümleri konusunda daha olumlu olduklarını ve çoğunluğun uzun vadeli hedeflerini hızlandırmaya veya gerçekleştirmeye kararlı olduklarını görmenin güven verici olduğunu aktardı.
CEO'lar kısa vadeli baskılara karşı savunmacı önlemler almayı, uzun vadeli zorunluluklarla dengelediğini belirten Büyükavşar, şunları kaydetti:
“Genel birleşme ve satın alma piyasasına baktığımızda ise hala önemli zayıflık alanları bulunsa da bu raporda görüyoruz ki yöneticiler, ocak ayındaki CEO anketinden bu yana hem satın alma hem de satış konusunda daha istekli. CEO'ların en önemli birleşme ve satın alma önceliğini genel stratejileriyle uyumlu olarak, rakiplerin önüne geçmek için gereken yenilikçi teknoloji; yeni ürün modellerine erişmek ve bu yönde yenilikçi girişimleri satın almak.
Öte yandan; birleşme ve satın almalar, CEO'ların ve kurumsal yatırımcıların uzun vadeli sürdürülebilir değer yaratması ile daha iyi çalışabilecekleri önemli bir alan. Kısa vadeli öncelikler ile uzun vadeli hedefleri dengelemek için şirketlerin 'birlikten kuvvet doğar' söylemini dikkate alarak özellikle zorlu pazarlarda birlikte çalışması, yatırımcılardan ve hükümetlerden gerekli finansmana ve teşviklere erişebilmeleri açısından önemli. Böylece daha sürdürülebilir faaliyetlere geçişlerini hızlandırabilirler.”