Anasayfa / Ekonomi / Değişen iklim ve bölgesel meteorolojik koşullar BAE’yi sular altında bıraktı

Değişen iklim ve bölgesel meteorolojik koşullar BAE’yi sular altında bıraktı

İSTANBUL (AA) – YEŞİM YÜKSEL – Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) görülen son 75 yılın en şiddetli yağışlarını, hem özel bölgesel meteorolojik ve atmosferik koşullarla hem de değişen iklim koşullarıyla bağlantılı bir hidroklimatolojik afet olarak değerlendirdi.

BAE'de hava durumu verilerinin toplanmaya başlandığı 1949'dan bu yana görülen en şiddetli yağışlar, su baskınlarına, uçuşların ertelenmesine, uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma sistemine geçilmesine neden olurken, Ulusal Meteoroloji Merkezi, yaşanan afeti, “ülke tarihine geçen olağanüstü bir olay” şeklinde nitelendirdi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Türkeş, yağışların bölgede birkaç gün daha etkili olacağı, İran ve Pakistan gibi ülkelerde de benzer durumların yaşanabileceği uyarısında bulundu.

BAE, Basra Körfezi, İran'ın güney ve doğusu ile Pakistan ve Afganistan üstünde meteorolojik olarak yüksek atmosferde, uzun süreli ortalamalardan daha soğuk bir alçak merkez ile bu siklonik anomaliyi denetleyen subtropikal jet akım koşullarının hakim olduğunu belirten Türkeş, şunları söyledi:

“Bu mevsimde o bölgede orta enlemlere, Akdeniz'e özgü yani görece soğuk çekirdekli bir alçak merkez etkili ve Basra Körfezi, İran ile Pakistan'daki sıcaklıklar mevsim normallerinden 3-5 derece daha düşük. Bütün bunlar bir araya geldiğinde okyanustan da sıcak, nemli hava oraya taşındığı için bizim gök gürültülü, şimşekli sağanak yağış adını verdiğimiz yağışlar oluşmuş durumda. Bu özel hava durumunun yılın bu döneminde bu kadar etkili olmasının bir nedeni de subtropikal yüksek atmosfer jet akımının bir dalgasının o bölgeden geçiyor olması. Meteorolojik atmosfer ve klimatolojik açıdan normallerden çok farklı ama meteorolojik açıdan ve yüksek atmosfer koşulları açısından da zaman zaman dünyanın pek çok bölgesinde oluşan ve olağandışı hava koşullarına yol açan meteorolojik bir durum yaşandı.”

– “İklim değişikliği sadece sıcak hava koşullarına yol açmıyor”

İklim değişikliğinin sadece sıcaklıkların artması ve azalması ya da yağış ve buharlaşma rejiminin değişmesi ile değil aynı zamanda iklim koşullarını denetleyen geniş ölçekli basınç rüzgar sistemlerindeki değişiklerle de bağlantılı olduğu bilgisini veren Türkeş, söyle devam etti:

“Kuzeye çok sokulan sıcak havayı dengelemek için kuzeyden, kutup bölgelerinde alçak merkezler, oluklar yoluyla çok fazla güneye soğuk hava inebiliyor ve bu da yılın özelikle bu döneminde görece soğuk ve nemli atmosferin deniz ve okyanuslara komşu alanlarında konvektif kararsızlığı kuvvetlendiriyor. Şiddetli ve aşırı sağanaklar bir bölgede çeşitli hidroklimatolojik ve hidrometerolojik afetlere, akarsular varsa taşkınlara yoksa sellere, kentsel su baskınlarına yol açabiliyor. İklim değişikliği sadece sıcak hava koşullarına değil, aynı zamanda hidroklimatolojik afetlerin oluşmasına da yol açabiliyor. İklim değiştikçe zaman zaman bu tür kuzeyli soğuk baskınların afetlere yol açabileceğini söylemek istiyorum.”

Soğuk ve sıcak hava kütlelerinin, özellikle deniz etkisinin de olduğu bölgelerde karşılaşmasının şiddetli sağanaklara, hortumlara ve gök gürültülü fırtınalara yol açabileceği gibi tam tersi bir bölgede de aşırı sıcaklara ve buna bağlı olarak orman yangınlarına neden olabileceğinin altını çizen Türkeş, iklim değişikliğinin bu hızla devam etmesi halinde bu tür şiddetli hava olaylarının ve afetlerin gelecekte daha sık meydana gelebileceğini bildirdi.

– El Nino rekor sıcaklıkları tetikliyor

Geçen yıldan beri devam eden ve Muson Asyası ile Güneybatı Asya'yı da etkisi altına alan El Nino hava olayının bazı bölgelerde daha yağışlı ve görece soğuk, bazı bölgelerde ise daha kurak ve sıcak koşulları güçlendirebileceğini vurgulayan Türkeş, “Örneğin 2023 yılının, küresel ortalama yüzey hava sıcaklılarındaki en sıcak yıl olması ve yaz aylarından bu aylara kadar her ayın rekor kırması hem küresel ısınma hem de kuvvetli El Nino etkisiyle bağlantılı olabilir.” diye konuştu.

İlerleyen günlerde Akdeniz gibi subtropikal ve tropikal kuşağa yakın bölgelerin bir noktasında kurak, diğer bir noktasında ise yağışlı havanın etkili olmasını beklediklerini dile getiren Türkeş, Türkiye dahil bu alanlardaki ülkelerin şiddetli hava ve iklim olaylarına hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Aşırı yağışlara bağlı meydana gelebilecek sel felaketlerinin yanında akarsu taşkınlarına karşı da tedbirli olunması gerektiğini ifade eden Türkeş, alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

“Altyapı kesinlikle kuvvetli yağışların tahliyesi için özel yapılmalı. Kentlerde özellikle yeşil alanları, park ve bahçeleri ve toprak yüzeyini artırmak gerekiyor yani betonu, asfaltı azaltıp çatılardan başlayarak kentte suyu emebilecek sünger kent adı verilen iklim direngen akıllı kentlere ulaşabilmek gerek. Kamunun, özel sektörün ve yerel yönetimlerin eş güdüm içinde çalışarak ürettiği eylem ve strateji planlarının kamuoyuna açık, demokratik, dinamik sistemler olması gerekiyor.”

Dubai'de düzenlenen COP28 zirvesi dahil çok sayıda toplantı, pek çok karar ve uzlaşmaya rağmen atmosfere salınan sera gazı miktarındaki yükselişin küresel ısınmayı artırdığına dikkati çeken Türkeş, iklim değişikliği mücadelesinin çok konuşulmasına rağmen başarıya ulaşamadığını ve bunun temel nedeninin de gelişmiş ve ekonomileri hızla büyüyen gelişmekte olan ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında yerine getirmedikleri yükümlülükler olduğu değerlendirmesini paylaştı.

Diğer Haber

Trafikteki araç sayısı 31 milyon

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayındaki kara taşıtları istatisiğini açıkladı. Ekim ayında 209 bin 401 …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir