HANDE BERKTAN
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezinde görevli akademisyenler Prof. Dr. Ozan Bakış ve Doç. Dr. Emin Köksal tarafından hazırlanan Türkiye Dijital Toplum Endeksi sonuçlarına göre, 2004 yılında 2,2 olan endeks, 2021 yılında 49,5’e yükseldi. Yükselişi sağlayan başlıca etkenler, internetin yaygınlaşması ve mobil telefon sahipliğinin artması ile bankaların, firmaların müşterilerine internet kanalı ile ulaşmak istemesi büyük rol oynuyor.
Bloomberg HT için sorularımı yanıtlayan BETAM Öğretim Üyesi Doç.Dr. Emin Köksal, endekse en çok katkı sağlayan alanların e-ticaret ve e-bankacılık alanları olduğunu söyledi.
Doç.Dr.Emin Köksal, Türkiye Dijital Toplum Endeksi’ne (TDTE) dair “Amacımız 2004 ile 2021 arasında Türkiye toplumunun dijitalleşme alanında ne kadar ilerlediğini ölçmekti. Bu endeksi her yıl TÜİK’in 40 bine yakın kişi ile Türkiye’nin her bölgesinde yaptığı anketler sayesinde hesaplayabiliyoruz. Bu anlamda Türkiye Dijital Toplum Endeksi, Türkiye için tasarlanmış en kapsamlı endeks olma niteliğini taşıyor. Bu endeksi tasarlarken bir diğer amacımız, gözlemlediğimiz Türkiye’deki dijital eşitsizliği ölçülebilir bir niteliğe kavuşturmak” dedi.
“Ekonomik büyümenin yavaşlaması, dijitalleşmeyi duraklatıyor”
Türkiye Dijital Toplum Endeksi’nin (TTDE) yıllar içerisinde gösterdiği eğilime ilişkin Köksal “2007 yılından 2013 yılına kadar dijitalleşme oranı istikrarlı bir şekilde yılda ortalama 1,8 puanlık artışla 7,2’den 18,1’e yükselmiştir. 2014 yılından itibaren dijitalleşme hızlanmış ve her yıl ortalama 4,5 puan kadar artarak 2018’de 40,9’a ulaşmıştır. 2019’dan itibaren dijitalleşme önce yavaşlamış, 2020 yılında ise tamamen duraklamış. Ekonomik büyümenin çok düşük bir düzeye gerilediği 2019 ile 2020 döneminde dijitalleşmede görülen duraklama şaşırtıcı değildir. Ardından 2021’de ekonomik büyümenin ve Covid19 salgını sürecindeki dijital faaliyetlerin artışından kaynaklı olarak endeks, 4,2’den 49,5’e yükselmiştir.” dedi.
“Dijital Toplum Endeksi’ni, e-bankacılık ve e-ticaret alanları sırtladı”
Türkiye Dijital Toplum Endeksi’ne daha yakından baktığımızda, hane halkının, e-ticaret faaliyetinde ılımlı fakat istikrarlı bir artış izlediğini görüyoruz. Endeksteki değişimin internet üzerinden yapılan alışverişin hacmine değil, alışveriş yapan bireylerin sayısındaki artışa bağlı olduğunu belirtmekte fayda var.
Endeksin yükselişinde etki olan alanları Doç. Dr. Köksal “İnternet bankacılığı (e-banka) kullanımının da e-ticaret gibi istikrarlı bir şekilde artarak endekse katkı sağladığını görüyoruz. Gerek mobil uygulamalarla erişilebilirliğinin artması gerek internet bankacılığı yoluyla yapılabilen işlemlerin çeşitlenmesinin bu alana katkı sağladığını söyleyebiliriz. Yine e-ticarette olduğu gibi, internet bankacılığında da olağan dışı bir artış yaşanmıştır. Bu ilerlemede bir yandan internetin yaygınlaşması ve mobil telefon sahipliğinin artması gibi faktörler öne çıkarken diğer yandan mobil uygulamaların kullanım kolaylığı ve bankaların, firmaların müşterilerine internet kanalı ile ulaşmak istemesi büyük rol oynuyor.” şeklinde özetledi.
“Deprem bölgesinde dijitalleşmeyi destekleyici politikalar dizayn edilmeli”
2023 yıl genelinde endeks sonuçlarında nelerin belirleyici olacağına dair sorumu, Doç. Dr. Köksal “2022 ve diğer yıllara ait veriler üzerinden, Covid19 salgını sürecinde dijitalleşmede nasıl bir ilerleme kaydedildiğini araştırıyoruz. İlk bulgularımız, salgın sürecinde daha çok haneye sabit internet bağlantısının girdiği ve daha önce internet üzerinden alışveriş yapmayan, bankacılık ve e-devlet uygulamalarını kullanmayan birçok kişinin bu uygulamaları kullanmaya başladığı yönünde. Bu durum doğal olarak bizim dijitalleşme endeksimizi yukarıya çekiyor. Türkiye’nin dijitalleşme alanında ilerlediğini gösteriyor. Ancak, bu durumu incelerken bizim dikkatimiz daha çok bölgesel olarak farklılıklar olup olmadığına, yaş, cinsiyet ve eğitim seviyesi açısından eşitsizlikler olup olmadığına kayıyor.
2023 yılında doğrudan on milyon insanımızı etkileyen bir deprem felaketi ile karşılaştık. Bunun her alanda olduğu gibi dijitalleşme alanında da etkileri olacaktır. Endişemiz var olan dijital eşitsizliğin daha da artması. Hatta, hali hazırda bölgesel ve demografik açıdan var olan eşitsizliğe yeni bir boyut eklenmesi. Bu noktada geç kalmadan ortaya koyulacak politika ve uygulamaların kilit role sahip olacağı kanaatindeyiz.” şeklinde yanıtladı.
En yüksek dijitalleşme sağlayan il İstanbul, en düşük dijitalleşen bölge, Kuzey Anadolu Bölgesi
Endeks sonuçlarına göre, en yüksek artış 39,8 puan ile İstanbul’da yaşanmış. Ardından sırasıyla Ege, Batı Anadolu ve Akdeniz gelmektedir. Batı Marmara’da artış ülke ortalamasına eşittir. Bu bölgelerin ortak özelliği, kişi başı gelirin ülke ortalamasından yüksek ve dışa açık bölgeler olmalarıdır. Doğu Marmara ile Batı ve Doğu Karadeniz bölgeleri de ülke ortalamasına oldukça yakın dijitalleşme performansı sergilemişlerdir. Buna karşılık Ortadoğu, Güneydoğu, Orta ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinde dijitalleşmede kayda değer gelişme kaydetse de endeksteki artışlar ülke ortalamasının gerisinde kalmıştır. Bu bölgelerin ortak özelliği de bilindiği gibi kişi başı gelirin düşük ve dışa nispeten kapalı olmasıdır.
2021 itibariyle bölgeler ulaştıkları dijitalleşme oranları itibariyle sıralandıklarında biraz değişik bir tablo karşımıza çıkmaktadır. En yüksek dijitalleşme 58,9 ile uzak ara İstanbul’dadır. İstanbul’u Batı Anadolu (52,9) ve Doğu Marmara (52) takip etmektedir. En düşük dijitalleşme ise Kuzeydoğu Anadolu (36,6) ve Güneydoğu Anadolu’da (39,3) görülmektedir.