İZMIR (AA) – Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ege veya Doğu Akdeniz’de hiçbir zaman husumet yaratma arayışında olmadıklarını ancak yaşamsal çıkarları korumaktan da geri durmayacaklarını belirterek, terörün kökünü tamamen kurutma noktasında da kararlı olduklarını bildirdi.
Dışişleri Bakanı Fidan, İzmir temasları kapsamında Kemalpaşa ilçesinde esnafı ziyaret etti.
Ardından İzmir Ticaret Odasına geçen Bakan Fidan, “İzmir İş Dünyası Buluşması” etkinliğinde konuştu.
Bakan Fidan, iş dünyasının gerçekleştirdiği etkinlikleri çok kıymetli bulduğunu, dünyanın büyük bir belirsizlik içinde seyrettiği şu günlerde istişareyle ve ortak akılla hareket etmeye çok ihtiyaç olduğunu söyledi.
Ege Bölgesi’nin tüm çağlardan beri medeniyet, kültür, ekonomi, ticaret ve ulaşımının beşiği konumunda olduğunu belirten Fidan, “Bu nedenle genç Cumhuriyet’imizin ilk iktisat kongresinin İzmir’de toplanması da hiç tesadüf değildir. Ege’miz Türk milletinin dinamizmini üretime ve ihracata yansıtan, Türkiye markasının bütün dünyada tanıtılmasında her daim başı çeken bir bölge oldu.” dedi.
Fidan, müteşebbislerin küresel ölçekte önünü açmanın devletin ana stratejileri arasında olduğunu anlatarak, bakan olarak göreve başladıktan sonra temel önceliklerinden birisinin de bu olduğunu ifade etti.
13 yıl istihbarat teşkilatını yönettikten sonra göreve geldiğinde yayımladığı ilk genelgenin ekonomiyle alakalı olduğunu kaydeden Fidan, şunları söyledi:
“Dünyanın dört bir tarafına yatırım yapan iş insanlarımız var. Vatandaşlarımız, yaşadıkları ülkelerde gurur vesilesi başarılara imza atıyorlar. İlaveten çok devlete nasip olmayan ana vatana gönülden bağlı soydaşlarımız var. Bu büyük eşsiz beşeri gücü küresel bir güce dönüştürmek için de stratejiler geliştirdik. Bütün bunları sizler başta olmak üzere özel sektör platformları ve tüm dünyadaki kuruluşlarımızla hep birlikte hayata geçireceğiz. Devlet, özel sektör olarak hedefimiz bir, rotamız ortak; ülkemizi kalkındırmak, halkımızın refahını arttırmak. Ancak şu bir gerçek ki günümüzde bir ülkenin tek başına küresel ve bölgesel sorunlara göğüs germesi pek mümkün değil. Küresel ölçekte tahribat yaratan savaşların, çatışmaların ve krizlerin tam ortasında yer alan bir ülke olarak bu gerçeği görmekteyiz. Her türlü zor şartlara rağmen en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız. İhracatımız tüm zamanların rekorlarını sizler sayesinde kırmakta. Savunma sanayisinde, çığır açıcı alanlarda hiç görülmemiş atılımlar içerisindeyiz. Ancak millet olarak başardıklarıyla asla yetinmeyen de bir karakterimiz var. Dolayısıyla daha da kalkınacaksak, daha da büyüyeceksek bunu komşularımızla, bölgesel ve küresel ortaklarımızla birlikte başarmamız gerekiyor. Ekonomik gelişimi, bölgemize yayıp bir bölgesel refah yaratarak yolumuzda ilerlemek gerekiyor. Bunu başarabilmeninse tek bir yolu var. Şartlar ne olursa olsun etrafımızda barışı, güvenliği ve istikrarı hakim kılmak. Dış politikamızın ana hedeflerinden birisi de budur. Ancak Türkiye gibi büyük ve güçlü devletler böyle bir sorumluluğun altına elini sokabilir.”
“Güvenliğe temel tehdit, terörizmdir”
Barış ve kalkınma vizyonunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki dış politikanın her adımında, her hamlesinde görüldüğünü ifade eden Fidan, Ukrayna’daki savaşı ve Gazze’deki mezalimi, adil ve kalıcı barış temelinde sona erdirme arayışlarında ön planda olduklarına işaret etti.
Balkanlar ve Güney Kafkasya’da bölgesel sahiplenme kültürünü yerleştirerek barış ve istikrar için zemini kuvvetlendirmeye çalıştıklarını aktaran Fidan, şöyle konuştu:
“Komşumuz Yunanistan ile olumlu gündem üzerinden ilişkilerimizi geliştirip, sorunları çözmeye çalışıyoruz. Biz esasen hiçbir zaman Ege’de veya Doğu Akdeniz’de husumet yaratma arayışında olmadık. Ancak, yaşamsal çıkarlarımızı korumaktan da katiyen geri durmayacağız. Ülkemiz için olsun, bölgemiz için olsun, güvenliğe temel tehdit, terörizmdir. Terörist örgütlerle mücadelemizde eşi benzeri olmayan bir seviyeye ulaştık. Bu başarının üç temel unsuru var. Güçlü siyasi liderlik, milli stratejik kabiliyetlerimiz ve başta Irak olmak üzere komşularımızla yeni ve yapıcı bir angajman süreci. Geldiğimiz bu kritik safhada terörün kökünü tamamen kurutmaya kararlıyız.
Gerçekleşmesi için büyük destek verdiğimiz Irak’ın Kalkınma Yolu ve Orta Koridor gibi projelerle, bölgesel ve küresel bağlantısallığı tahkim ediyoruz. Enerji güvenliğimizi de sağlama alıyoruz. Bunu yaparken ortaklarımızla karşılıklı çıkarların korunmasını ve bölgesel işbirliğini teşvik eden bir anlayışı benimsiyoruz.”
ABD ve AB ülkeleriyle ekonomik ilişkileri artırma hedefi
Türkiye’nin hedefinin belli olduğunu ve bu hedefe giden stratejilerin sonuç odaklı olduğunu bildiren Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere müttefik ve ortaklardan barışın tesisi ve bölgesel kalkınma yolundaki çabalara yapıcı katkı vermelerini bekliyoruz. Maalesef bu stratejik yaklaşımı çoğu zaman göremiyoruz. Türkiye’ye bakışlarında sığ ve günlük siyasi tartışmaların, ön yargıların hala baskın çıkabildiğine şahit oluyoruz. ABD ve AB ülkeleriyle bahsettiğim ön yargılara rağmen, ekonomik ilişkilerimizi arttırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu noktada, ticaret hacmimizin ve doğrudan yatırımların arttırılması ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisinin sağlanması konularında diplomatik çabalarımıza da hız verdik.”
Hükümetin İzmir’e yönelik hedeflerinin de çok büyük olduğuna dikkati çeken Fidan, İzmir’i en gelişmiş enerji ve ulaşım ağlarıyla donatılmış, bilgi, teknoloji ve inovasyonu ticari başarıya tahvil eden, bütün küresel stratejik pazarlara erişebilen, gençler için parlak bir gelecek perspektifi sunan, ekonomik ve toplumsal kalkınmaya öncülük eden bir dünya şehri yapmak istediklerini kaydetti.
Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ercan Korkmaz, Cumhur İttifakı Konak Belediye Başkan adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile iş dünyası temsilcileri katıldı.
Program, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.
Muhabir: Mustafa Güngör