İSTANBUL (AA) – Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Prof. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, uyuz parazitinin sonbahar ve kış aylarında daha çok görüldüğünü belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamada, son zamanlarda adından sıkça bahsettiren uyuza yakalanma belirtileri ve hastalığın görülme dönemleri hakkında bilgi verildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dermatoloji Bölümünden Prof. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, uyuz hastalığının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, “Uyuz, akarının neden olduğu çok kaşıntılı ve bulaşıcı olan paraziter bir deri hastalığıdır. Kadın ve erkek fark etmeksizin her iki cinsiyette, tüm yaş gruplarında, tüm sosyoekonomik düzeylerde ve tüm etnik gruplarda görülebilir. Aşırı kalabalık ortamlar, göç, kötü beslenme, kötü hijyen koşulları, evsizlik ve demans gibi durumlar, hastalığa yakalanma oranını arttırır.” ifadelerini kullandı.
Dünyada 300 milyon kişinin uyuz hastalığına yakalandığını kaydeden Demir, “Soğuk ortamda uyuz parazitinin daha uzun süre hayatta kalabilmesi ve yazın terdeki antimikrobiyal peptidlere duyarlı olmaları sebebiyle sıcak yaz aylarından çok sonbahar ve kış aylarında görülme sıklığı artar. Özellikle bakım evleri, kışla, okul ve yurtlar gibi toplu yaşanan yerlerde daha sık görülür.” değerlendirmesinde bulundu.
Demir, hastalığı geçirenlerin, özellikle gece dönemlerinde kaşıntılarının arttığını belirterek, şunları kaydetti:
“Özellikle geceleri ve sıcaklıkla artan kaşıntı, uyuz hastalığının en önemli belirtisidir. Bulgular ve şikayetler genellikle el parmak araları, el bileğinin iç kısmı, koltuk altları, bel, kalça, ayak ve ayak bileğinde daha şiddetlidir. Kadınlarda özellikle meme ucu ve çevresi, erkeklerde genital bölgede kaşıntı olması uyuz için tipiktir. Sıklıkla parmak aralarında ve el bileğinde görülen, 1 ila 10 mm uzunluğundaki tünel olarak adlandırılan beyaz, kırık çizgi şeklindeki oluşumlar, en belirgin bulgusudur.
Bunun dışında deride kaşıntı izleri, kaşıntılı kabarıklıklar, içi şeffaf su ile dolu, milimetrik, inci tanesi şeklindeki kabarcıklar ve egzama benzeri kaşıntılı, kepekli kızarıklıkla bulunabilir. Hastalık kişiden kişiye 15 ila 20 dakikalık bir temas süresinde bulaşır. Tokalaşma gibi kısa süreli temaslar ile bulaşmadığı düşünülür.”
Uyuz hastalığının deri bulguları, egzama, böcek ısırıkları, kıl kökü iltihapları ve mantar enfeksiyonları gibi deri hastalıklarıyla benzer olabileceği için tanıda geç kalınabileceğine dikkati çeken Demir, “Uyuz hastalığı, bebekler ve yaşlılar dahil olmak üzere herkese bulaşabilir. Uyuz hastalığı olan kişilerin temas ettiği eşyalar da bulaştırıcı oluyor. Sarcoptes Scabiei akarının dış ortamda uygun şartlarda 8 güne kadar canlı kalabildiği ve tedavi olan kişilerde bile yeniden hastalığa yol açabileceği gösterilmiştir. Eşyalardan uyuz parazitinin yüzde 100 yok edilmesi için 50 derecenin üzerinde, 10 dakika ve üzeri yıkama, kurutma ya da -10 derecede en az 5 saat dondurulması gerekir. Bu işlemlere tabi tutulamayan eşyaların ise minimum 7 gün plastik torbalara konularak kaldırılması önem taşıyor.” şeklinde görüş belirtti.
Uyuz hastalığının kendiliğinden iyileşmediğine işaret eden Demir, tedavinin hekim tarafından hastanın yaşına, özel durumuna (gebelik, emzirme gibi) ve hastalık şiddetine göre kişiye özel olarak planlandığını, topikal tedavilere yanıt vermeyen, dirençli hastalarda paraziti öldürmeye yönelik, hastanın kilosuna göre ağızdan ilaç verildiğini vurguladı.