Okyanusta’ki Plastikler iki Türkiye ediyor
12 Eylül 2018
Dünya, Haberler, Plastik
1,898 izleyici
Plastik fikrinin ilk örnekleri M.Ö. 1600’lerde Orta Amerika’da kauçuk, yumurta akı, kan pıhtısı gibi maddelerle ortaya çıkıyor. Bildiğimiz plastik formunun ilkiyse 1844’te İngiltere’de Alexander Parkes tarafından patenti alınan nitroselüloz bazlı “parkesin” maddesi. Plastik, Yunanca “şekil değiştiren, kalıba giren” anlamındaki “plastikos” kelimesinden geliyor. İlk başlarda faydalı ve kullanışlı bir madde olarak heyecan uyandıran plastik zamanla o kadar çoğaldı ki, sonunda büyük bir bela haline geldi. Aslında plastiğin sorunu, çoğalmasından ziyade, yok olmuyor olması.
Doğada her şey çoğalır ve bir o kadar yok olur. İnsan eliyle biz öyle bir madde yaratmayı başardık ki, binlerce, milyonlarca yıl yok olmuyor. Evet, hep istediğimiz kadar dayanıklı. Fakat biz ve doğa, onun karşısında pek dayanıklı değiliz. Çünkü plastik yaşam alanlarımızı tıkıyor ve boğuyor. Bilhassa denizlerde… Okyanuslar, plastiğin en fazla yer işgal ettiği yaşam alanları. Kulak çubuğuna dolanan deniz atını hepimiz biliyoruz. Bilmediğimizse çok şey var. Örneğin okyanusta, tuzlu suda çözünen plastik, gözle görünmez hale gelse de aslında hiçbir zaman tam anlamıyla yok olmuyor. Mikro plastiklere dönüşüyor. Deniz canlıları bu mikro plastikleri istemeden yutuyor. Biz de o deniz canlılarını yiyoruz.
Büyük Pasifik’te “Great Patch”, yani “Büyük Yama” denilen bir plastik kütlesi var. Dünyanın plastiği bu bölgede toplanmış, bir arada duruyor. Okyanus, sanki cerahatini atmak ister gibi şişmiş, akne yapmış orada. Peki ne kadar bu aknenin büyüklüğü sizce? Bir hayal gücünüzü çalıştırın… İki Türkiye boyunda! Düşünün, okyanusun ortasında iki koca Anadolu kadar alanda çöp yüzüyor.. Dünya literatüründe bu alan tarif edilirken Türkiye’nin ebat olarak gösterilmesi manidar. Bizim çöp problemimiz de Pasifik yaması kadar büyük, kendi ölçeğimizde. Dünyanın problemiyse içindeki plastikle. Çoğu plastik aslında ayrıştırılamıyor. Bir şekilde denize ulaşan ya da insafsızca okyanuslara boşaltılan plastik, muhakkak bir yerlere saplanıyor veya toplanıyor.
İşte bu zehirli kabarcığı deniz canlılığından ayırmak için yıllar önce Hollandalı 19 yaşındaki bir genç, çılgın bir fikir atmıştı ortaya. Okyanusa bir kapan sistemi kurup su altı girdaplarında balık tutar gibi çöpleri avlamayı hayal etmiş ve bunu TED’de güzelce sunmuştu. Boyan Slat adlı gencin fikri 2013’ten bu yana geliştirildi, büyüdü ve bir organizasyona dönüştü. “Ocean CleanUp” adlı sistem, bugün okyanuslara inecek ilk devasa plastik ve çöp ayıklayıcısı. Örnek toplanan plastiklerin çoğunun yeniden kullanım için uygun olduğu tespit edilmiş. Kimi bilim insanları kapanların canlıları da toplayıp zarar verebileceğini iddia ettiyse de Boyan ve ekibi her şeyi düşünmüşler. Kapanlar yavaş hareket ediyor ve boşlukları canlıların kurtulmasına izin veriyor. Neyse ki birileri bir şeyler yapıyor diye sevinmeyin. Çünkü dünya başkalarının değil, sizin plastik konusunda duyarlı olmanızla kurtulacak. Kamış, bardak, tabak gibi tek kullanımlık plastikleri hayatınızdan çıkararak hemen başlayabilirsiniz.(Milliyet)