ISTANBUL (AA) – Fırıncızade Şeyh Sırri Abdi Dede tarafından 1623-1630 arasında kurulan ve yaklaşık 300 yıl, Osmanlı medeniyetine insan yetiştiren irfan olacakları arasında yer alan yapı, Evliya Çelebi’nin seyahate çıkmasına sebep olan meşhur rüyasının tabir edildiği mekan olarak da biliniyor.
Zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçiren yapıda, 1731’de ilk kez kapsamlı bir tamirat gerçekleştirildi. Mevlevihane, 1796’da III. Selim, 1835’te ise II. Mahmud himayesinde tekrar inşa edildi.
Mevlevihanenin semahane kısmı 1925’ten sonra Cumhuriyet döneminde bir süre Kasımpaşa Güreş Kulübü’nün güreş salonu, diğer bölümleri ilkokul olarak kullanıldı. Bu sırada ana yapının kuzeyindeki müştemilat, avludaki şadırvan ve hazire ortadan kalktı, arsanın çiçek bahçesi olan doğu kesimine Süruri İlkokulu yapıldı.
Ana yapı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından oda oda kiraya verildi. Hızla harap olan mekan, 1979’da çıkan bir yangında tamamen yok oldu.
“Bir mevlevihanede semahane kısmında sema yapıyorsanız burası tüm kurumlarıyla ayakta demektir”
Kasımpaşa Mevlevihanesi, tekkelerin kapatıldığı 1925’ten 99 yıl sonra, İnsan ve İrfan Vakfı öncülüğünde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce yeniden ayağa kaldırıldı.
Aslına uygun şekilde inşa edilen yapıda, tasavvuf kültürünün korunması ve yaşatılması adına çalışmalar yürütülecek.
Kasımpaşa Mevlevihanesi’ne ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Postnişin ve Kasımpaşa Mevlevihanesi Postnişini Mehmet Fatih Çıtlak, yaklaşık bir asır sonra, eski tabirle meydanın yeniden uyandığını söyledi.
Çıtlak, mevlevihanede 99 yılın ardından sema yapılmasının önemine değinerek, “Semahane denilen mevlevi meydanında semah icra edilmesi, maalesef sembolik bir hale gelmiş. Bir mevlevihanede sema yapılması, mutfağıyla, insan yetiştirmesiyle, terbiyesiyle, ahlakıyla, tüm kurumlarıyla iş yapıyor, hatta herkese gösterilecek şekilde de sema yapılıyor demektir. Bir mevlevihanede semahane kısmında sema yapıyorsanız burası tüm kurumlarıyla ayakta demektir.” ifadelerini kullandı.
Kasımpaşa Mevlevihanesi’nde sadece sema meydanını açmadıklarının altını çizen Çıtlak, “Tüm kurumlarıyla, matbahı, derviş hücreleri, hizmet edilen alanları ve insan yetiştirecek sınıflarıyla burada Farsça dersleri, Mesnevi okuması, Sadi’den, Hafız’dan, Şeyh Sadi Şirazi’nin Bostan ve Gülistan’ından dersler yapılacak. Bir tarafta meydan terbiyesinin tüm safahatı anlatılacak.” dedi.
Mehmet Fatih Çıtlak, dünyada mevlevilik üzerine örgün eğitim verecek ilk mevlevihanenin Kasımpaşa olacağına dikkati çekerek, yurt içi veya yurt dışından gelen misafirlerin 1001 gün çileye giremese de mevlevihanedeki yaşamın nasıl olduğunu öğrenebileceğini vurguladı.
“Kapılarımızı ve gönlümüzü insanlığa açarak, ihtiyaç olan güzellikleri sunacağız”
Yapıda kare kodlu sistemlerin ve derviş çeyiziyle ilgili bir müzenin yer alacağını aktaran Çıtlak, “Etrafta dervişane üslupla farklı bir yere geldiğinizi hissettiren insanlar hizmet edecek. Biz şu anda manevi havayı üzerimize yakışır şekilde taklitten tahkike dediğimiz gerçekçi şekilde anlatırken, günümüz insanına da bir şey söyleyeceğiz.” diye konuştu.
Çıtlak, Kasımpaşa Mevlevihanesi’nin kendileri için bir rüya olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya gittiğinizde, Burak Mescidi’nin yanına ilerlemeden önce sizi bir sebil karşılar. Sebilin üzerini okuduğunuzda şu ibareyi görürsünüz, ‘Kasımpaşa Sebili’. Benim burada Kasımpaşa Mevlevihanesi’nden ayağımı vurduğum ses, Mescid-i Aksa’dan geliyor. Nasıl bir medeniyet. Şöyle elimi uzattığımda tam hizada Kudüs vardır. Ben burada bilerek semaya çıkıyorum. Ben belki de Kudüs, Mescid-i Aksa’yı, Kasımpaşa Sebili’ni Kasımpaşa’dan işaret ediyorum. Bunun hazzını bırakın ben yaşayayım ve yaşatayım. Burada avluya girdiğinde bir insan ‘Ben büyük bir medeniyetin evladıyım ve onun devamıyım.’ dediğinde her şeyi sahiplenmesi de farklı olur. Evliya Çelebi, gelip burada rüyasını anlatmış, rüyasının tabirini de burada bulmuştur. Biz de rüyasını gördüğümüz şeylerin tabirini Kasımpaşa’nın açılışıyla göreceğiz.”
Üniversitelerle ortak çalışmalar yapacaklarını ve misafir öğrenci ağırlayabileceklerini kaydeden Çıtlak, farklı kurum ve kuruluşların da çeşitli organizasyonlar için mevlevihaneyi kullanabileceğine işaret ederek, “Bu mahalleli ile de iç içe yaşayacağız. Bu kapılar içeriden ve dışarıdan güzellikleri muhafaza etmek için var. Kapılarımızı ve gönlümüzü insanlığa açarak ihtiyaç olan güzellikleri sunacağız, aynı 99 yıl evvel yapıldığı gibi.” değerlendirmesinde bulundu.
Yapının yeniden inşası birçok sıkıntı nedeniyle durdu
Kültür ve Turizm Bakanlığı Semazenbaşısı ve Kasımpaşa Mevlevihanesi Kurucu Temsilcisi Abdurrahman Tevruz ise mevlevihanenin üst sokağında dünyaya geldiğini söyledi.
Tevruz, 1979’da büyük yangında tamamen yok olan yapıdan geriye kalan merdivenlerde çocukluğunda oyunlar oynadığını aktararak, “Arşivden bulduğumuz bütün fotoğrafları da burada sergileyeceğiz. Burada mezar taşları vardı. 12 yaşlarında araştırmacılık başladı. 13 yaşında semayı öğrenmek nasip oldu. 1630’lu yıllarda Evliya Çelebi’nin de rüyasını anlattığı yer olduğu için benim için ayrı bir rüyaya vesile oldu burası.” dedi.
İlk olarak 2016’da Kasımpaşa Mevlevihanesi’nin yeniden ayağa kaldırılması için Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın destekte bulunduğunu aktaran Tevruz, 15 Temmuz darbe girişimi, Kovid-19 salgını ve ekonomik sıkıntılar gibi çeşitli nedenlerle yapının inşa çalışmalarının durduğunu kaydetti.
Abdurrahman Tevruz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü katkılarıyla yapının yeniden ayağa kalkma sürecinin gerçekleştiğini sözlerine ekleyerek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Mevlevihanede yeni nesillere eski gelenekleri aktarmaya çalışacaklarını vurgulayan Tevruz, yapının arşivdeki fotoğraflarına göre aslına uygun şekilde inşa edildiğinin altını çizdi.
“Esas olan burada sabrı öğretmektir”
Tevruz, Farsça dersleri, divan okuma atölyeleri, meşk usulüyle Türk musikisi eğitimlerinin yanı sıra keçe, tezhip, minyatür, hat ve ebru atölyeleri düzenleneceğini kaydederek, “Aslında esas olan burada sabrı öğretmektir. Meşhur ‘Hamdım, piştim ve yandım’ın tüm yönünü burada göstereceğiz. Eğitimler de buna göre ayarlanır. Yurt dışından misafirimiz gelse burada konaklayacakları odalara kadar düşündük.” ifadelerini kullandı.
“Bir haftalığına mevlevi olmak” başlıklı bir program düzenleyeceklerini sözlerine ekleyen Tevruz, “Yerli ve yabancı ayırmadan, ‘Onlar sadece sema ediyor.’ diyenlere, ‘Gelin bu işin perde arkasını da görün.’ deyip, o kültürün özünü anlatacağız.” diye konuştu.
Yaklaşık 6 bin metrekare alandan oluşan mevlevihanede ilk mukabele, 18 Mayıs’ta gerçekleştirilecek.
Evliya Çelebi’nin rüyasının hikayesi
Seyyah Evliya Çelebi, “Şefaat ya Resulallah!” yerine “Seyahat ya Resulallah!” diyerek Hz. Muhammed’in tebessüm ve duasına mazhar olduğu bir rüya gördü. Rüya, kaynaklara göre dünyaca tanınan “Seyahatname”nin de başlangıç noktası oldu.
Evliya Çelebi, bu rüyayı Kasımpaşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede Efendiye tabir ettirdi. Bu sebeple Evliya Çelebi’nin seyahatleri, bir ayağı Kasımpaşa Mevlevihanesi’nde, diğer ayağı üç kıtayı gezecek şekilde çark eden mevlevi semahına benzetildi.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün