İSTANBUL (AA) – İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi'nin (ÇOÇA) düzenlediği “Krizler Döneminde Çocuğun İyi Olma Hali Konuşma Serisi”nin ikincisi gerçekleştirildi.
Bilgi Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, ÇOÇA, “Krizler Çağında Çocuk Olmak: Türkiye’de Pandemi Sonrasında Çocukların İyi Olma Halini Yeniden Düşünmek” adlı proje kapsamında “Krizler Döneminde Çocuğun İyi Olma Hali Konuşma Serisi”nin ikincisini “santralistanbul Kampüsü”nde düzenlendi.
Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Dr. Mansur Seyitoğlu, refakatsiz çocukları kimsesiz çocukları gibi düşündüklerini ancak bu çocukların göç kararını alırken ailelerinden etkilendiğini ifade etti.
Refakatsiz çocukların bir çoğunun göç masraflarını ailelerinin karşıladığını belirten Seyitoğlu, şunları kaydetti:
“Bazı çocuklar göç ettikleri ülkede inşaat, tekstil, sanayi, kâğıt toplayıcılığı gibi işlerde çalışarak biriktirdikleri para ile göç parasını ödediklerini ifade ediyor. Göç yolculuğunda kaçakçılar ödemelerini alabilmek için çocukların nerede kaldıklarını, nerede çalıştıklarını takip ediyor. Çocuklar sınır dışı edilme endişesi ile kurum bakımını da reddediyorlar. Bu durum, refakatsiz çocukların nasıl sosyal hizmet radarının dışında kaldığını ve bu nedenle de görünmez hale geldiğini gösteriyor. Çocuk koruma sistemi bu haliyle bir çocuğu korumaya yetmiyor. Sosyal hizmetin etkili olabildiği, yeniden düzenlenmiş bir çocuk koruma sistemine ihtiyaç var”
“Türkiye’de Refakatsiz Çocuk Profili: Hayalet Çocuklar” başlıklı bir sunum da yapan Seyitoğlu, “Refakatsiz Çocukların Göç Deneyimlerinin Araştırılması ve Sorunlarının İncelenmesi: İstanbul Örneği” adlı doktora araştırmasının sonuçlarını paylaştı.
Araştırma, İstanbul'da bulunan 12-18 yaş aralığındaki 449 refakatsiz çocuk ile yaptığı araştırma çocukların Türkiye’ye göç sürecine ilişkin verileri ortaya koyuyor.
– Çocukların göç kararının oluşumunda aileler etkili
Araştırmaya göre, çocukların göç sürecinde aileleri önemli rol oynuyor. Göçün öznesi refakatsiz çocuklar olsa bile, göç kararlarında ailenin etkili olduğu görülüyor. Çocukların yüzde 51,2’si göç kararını ailelerinin verdiğini söylerken, yüzde 38,6’sı ailesiyle birlikte karar verdiğini ifade ediyor.
Araştırma ayrıca, çocukların yüzde 77,6'sının ülkesinden ayrılırken ihtiyacı olan maddi kaynağa aile desteğiyle ulaştığını ortaya koyuyor.
Göç kararının oluştuğu koşullara bakıldığında ise savaş ortamı, kişiye ve can güvenliğine yönelik tehditler, zorlu ekonomik koşullar, eğitime devam edememe durumu öne çıkıyor. Çocukların yüzde 20,3'ü ülkelerinde savaş olması, yüzde 19,5'i barınma sorunları, yüzde 15,6'sı iş imkanları, yüzde 10'u ise can ve mal güvenliği sebebiyle ülkesinden ayrılıyor.
Çocukların göç yolculuğuna dair detaylı veriler ortaya koyan araştırmaya göre çocukların yüzde 74'ü ülkesinden ayrılırken yanında ailesi olmadığını söylüyor. Yüzde 37,9'u Türkiye’ye yürüyerek giriş yaptığını, yüzde 33'ü kaçakçı eşliğinde geldiğini ifade ediyor. Havayolu ile gelen çocuk oranı yüzde 0,8.
Çocukların göç sürecinde karşılaştığı sorunlar ile ilgili de veriler sunan çalışma, çocukların en az yüzde 15,7'sinin kayıt-kimlik sorunu yaşadığını ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan çocukların yüzde 10'u Türkiye’ye geldikleri ilk zamanlarda sokakta kaldığını, yüzde 8'i göç süreci boyunca şiddete maruz kaldığını, yüzde 8,8'i ise akran zorbalığı yaşadığını söylüyor.
Eğitime devam edememe, sağlık hizmetine ulaşamama, çalıştırılma ve dilendirilme diğer sorunlar arasında yer alıyor.