İSTANBUL (AA) – GÜLSELİ KENARLI – Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Akınoğlu, kentleşmeyle birlikte ısınmanın 1 ila 3 derece arttığını, yollarda ve binalarda kullanılacak retro yansıtıcılarla şehirlerde soğuma sağlanabileceğini söyledi.
Yeşil alan eksikliği, ısıyı hapseden bina ve asfalt fazlalığı nedeniyle kentsel bölgeler kırsal alanlara göre daha sıcak olurken, kentsel ısı adası şeklinde nitelendirilen bu etkinin sınırlandırılmasına yönelik çeşitli araştırmalar yürütülüyor.
Nature Cities dergisinde yayımlanan, “Radyasyonun ve serin şehirlerin tuzağına düşmemek için retro yansıtıcı yüzeylerin optimize edilmesi” başlıklı araştırmaya göre yoğun kent merkezlerindeki bina duvarlarını ve yolları, gelen ışığın çoğunu doğrudan kaynağına geri yansıtan retro yansıtıcı malzemelerle donatarak şehirlerdeki hava sıcaklığını 2,6 dereceye kadar azaltmak mümkün.
Güneş ışınlarının atmosfere geri yansıtılmasıyla şehirlerdeki sıcaklık artışının kontrol altına alınabileceği belirtilen araştırmaya göre, yol tabelaları ve bisiklet reflektörlerinde kullanılan malzemeler gibi basit unsurlarla oluşturulabilen retro yansıtıcıların verimli olabilmesi için binaların ve sokakların güneş açıları hesaplanarak uygulanması gerekiyor.
Araştırmada, bu yöntemin özellikle yoğun ve yüksek binaların bulunduğu New York, Hong Kong ve Singapur gibi metropollerde ısı adası etkisini azaltabileceği ifade edildi.
– “Soğutma için daha fazla enerji harcanması atmosferdeki sıcaklığı artırıyor”
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Akınoğlu, dünyanın ince bir atmosfere sahip olduğunu, iklim değişikliğiyle birlikte sıcaklığın arttığını ve artışın sebeplerinden birinin de şehirleşme olduğunu belirtti.
Kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerdeki ısı adası etkisinin insanların yaptığı binalar, asfalt ve fotovoltaik güç santralleri nedeniyle oluştuğunu anlatan Akınoğlu, şehirlerin üzerlerinde oluşan ısı adalarının iklimi ve ısıyı değiştirip habitat ve ekosistemi etkilediğine, bunun termal bir kirlilik olduğuna ve soğutma çabaları nedeniyle daha fazla enerji harcanmasına neden olarak atmosferdeki sıcaklığı artırdığına dikkati çekti.
Akınoğlu, “Şehir bir bütün olarak, büyük binalar, küçük binalar, asfalt ve şehirde kullanılan araçlar, hepsi ısınmaya neden oluyor. Bir büyük binanın camlarında yansıyan güneş ışınları karşı taraftaki binayı da etkiliyor. Şehirleşmeyle birlikte ısınmayı 1 ila 3 derece arasında artırdık. İstanbul'da bu ısı etkisi 3 derece. Şehirlerin yarattığı ısı adası, güneşten gelen ışınların yüzeydeki yapılarla etkileşimi sonucunda oluyor.” dedi.
Bu etkileşimleri kontrol altına almanın seçici sistemlerde olabileceğini, bu noktada da retro yansıtıcıların gündeme geldiğini kaydeden Akınoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Retro dediğimiz şey eskiye ait olan bir şeyi yenilemek. Burada yenileyeceğimiz şey şehirleşme başta olmak üzere insanoğlunun sistem üzerindeki etkileri. Retro yansıtıcılarla enerjiyi daha fazla yansıtabildiğiniz için daha fazla soğuma sağlayabiliyorsunuz, bu yansıtmayla fazla enerji atmosferden çıkarak uzaya gidiyor.”
Retro yansıtıcıların trafik levhaları, motosiklet sürücülerinin kullandığı yelekler gibi akşam karanlığında görülebilen, ışığı daha fazla yansıtan ve enerjiyi geri gönderen, bilinen bir mekanizma olduğunu aktaran Akınoğlu, retro yansıtıcı olarak poliüretan, akrilik, epoksil kullanıldığını ve akrilik, seramik gibi kaplamaların da yansıtma katsayılarını yükselttiğini bildirdi.
– “Beyaz asfalt kullanımını retro uygulamasına örnek”
Siyah asfaltın güneş ışınlarını çektiğini, beyaz asfaltın ise daha fazla yansıttığını vurgulayan ve beyaz asfalt kullanımını retro uygulamasına örnek gösteren Akınoğlu, “Gelen güneş enerjisini özellikle sıcak ve orta iklimlerde retro sistemlerle atmosfere daha fazla yansıtırsanız bir kısmı atmosferin dışına atılacak ve dolayısıyla sıcak yeri soğutmak için daha az enerji harcayarak küresel ısınmaya karşı pozitif katkı sağlayacaksınız. Binalarda ise enerjiyi nereye göndereceğiniz önemli. Bunları doğru yerleştirmek güneşten gelen enerjinin daha fazla yansıtılmasına neden olarak küresel ısınmayı azaltabilir.” diye konuştu.
Retro uygulamalarda, kızıl ötesini daha yüksek oranda yansıttığı için binalarda genellikle akrillik malzeme kullanıldığından bahseden Akınoğlu, bu uygulamayla bina cephelerinde güneş ışınlarını yüzde 50-60 geri yansıtmanın mümkün olduğuna dikkati çekti.
Akınoğlu, şunları söyledi:
“Bunlar seçici yüzeyler olacak, hem görünür ışığı engellemeyecek hem de termal ışığı yani kızılötesi, mor ötesi ışığı yansıtacak. Kullanacağınız seçici yüzeylere göre retro yansıtıcı değişkenlik gösterir. Bina camları güneş ışınlarının yüzde 5 ila 7'sini geri gönderiyor. Bu camlarla yüzde 50-60 oranında güneş ışınlarını atmosfere geri gönderebilirsiniz.”
Akınoğlu bina camlarında, camın geçirgenliğine dokunmadan uygulamaların cam yüzeylere parça parça yapılması gerektiğini, böylece seçici bir yüzey oluşturularak kızılötesi ya da mor ötesi ışınların yansıtılacağını söyledi.
Retro sistemlerin daha az karbon salımı sağlayacak sistemler olduğunu hatırlatan Akınoğlu, sözlerini “Ancak her türlü suni, dışarıdan gelen bir etki ekosistem problemini beraberinde getirebilir. Burada suni bir etki, insan etkisi var, dolayısıyla retro yansıtıcılar hayatımıza kendi problemleriyle birlikte gelebilir. Bütün asfaltları retro yaparsak bu yansıttığımız enerji başka bir sorun yaratacak mı, henüz bilmiyoruz.” diyerek tamamladı.