Anasayfa / Plastik / Sahile vuran deniz anaları korkuttu

Sahile vuran deniz anaları korkuttu

İstanbul’da Avcılar ve Yeşilköy sahiline vuran dev denizanaları görenleri korkuttu. İBB’ye bağlı İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İSTAÇ) ekipleri sabah günün ilk ışıkları ile birlikte Avcılar sahiline gelerek ellerindeki tırmıklarla sudaki ve kıyıya vuran her biri en az 1 kilo ağırlığındaki denizanalarını tek tek toplamaya başladı. Dr. Sümen, DHA muhabirine bu denizanalarının ‘Hafif zehirli’ olduğunu, ölmek üzere olan veya ölü denizanalarının zaman zaman kıyıya vurmasının doğal kabul edildiğini belirtti.

Avcılar sahiline cuma günü inenler gördükleri karşısında şaşırdı. Binlerce büyük denizanasının kıyıdaki kum veya kayalıkların yanına geldiği, sahili doldurduğunu görenler bunları korku yaşadı. İBB’ye bağlı İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İSTAÇ) ekipleri sabah günün ilk ışıkları ile birlikte Avcılar sahiline gelerek ellerindeki tırmıklarla sudaki ve kıyıya vuran her biri en az 1 kilo ağırlığındaki denizanalarını tek tek toplamaya başladı. Aynı çalışmanın Yeşilköy ve çevresindeki sahilde de yapıldığı belirtildi. Avcılar sahilindeki denizanaları DHA tarafından drone ile havadan da görüntülendi. Denizanaları İstanbul Boğazı’nda da görüntülenmişti. Ancak Boğaz’daki denizanaları daha küçük boydaydı.

Denizanalarındaki artışı değerlendiren İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, “Marmara Denizi’nde uzun zamandan beri yoğun denizanası artışları görülüyor. Bunların çeşitli sebepleri var. Küresel ısınma, evsel ve endüstriyel kirlilik, aşırı balıkçılık ve kıyısal alanda yapılan yapılaşmaya bağlı olarak denizanalarının sayılarında artış görülüyor. Ama bu geçen birkaç günden beri Boğaz’da gördüğümüz denizanası artışlarının sebebi, Boğaz’da yoğun olarak esen lodos ve poyraza bağlı olarak açıklarda veya daha derinlerde bulunan ve dalga hareketlenmeleri ile çıkan denizanalarının kıyılarda birikmesi sonucu görülen bir olay” dedi.

Prof. Dr. Okyar, “Şimdi denizleri ne kadar kirletirsek biz bu denizanalarını o kadar çok göreceğiz. Ama denizlerimiz tertemiz olsa, denizanası hiç görmeyecek miyiz? Hayır. Denizanaları doğal ekosistemin bir parçası. Bunların da doğal ekosistemin bir parçası. Bunların da doğal ekosisteminin içinde üstlendikleri bir görevleri var. Yani bunların da üzerinden beslenen canlılar var. Onlara da ihtiyaç gösteren canlılar var. Ama biz deniz ortamını ne kadar kirletirsek o kadar bu canlıların çoğalması için ortam yaratmış oluyoruz. Kirlettikçe larva evreleri için onlara tutunacak bir alan yaratmış oluyorsunuz. Benzer şekilde denizlerde fazla miktarda görülen plastikler de plastik kirliliği de buna bir örnek aslında. Örneğin denizde yüzen plastik bir su şişesi, denizanası larvası için kendini sabitleyeceği bir zemindir. Bu şekilde siz ona hem olmayan bir zemini hazırlamış oluyorsunuz ve bu zeminle denizanaları, istediği yere kadar göç edebiliyor” şeklinde konuştu.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Yönetim Kurulu üyesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi öğretim üyesi Dr. Selin Gamze Sümen, Avcılar sahilinde görülen denizanasının ‘Deniz ciğeri’ olarak bilinen ‘Rhizostoma Pulmo’ türünden olduğunu söyledi. Dr. Sümen, DHA muhabirine bu denizanalarının ‘Hafif zehirli’ olduğunu, ölmek üzere olan veya ölü denizanalarının zaman zaman kıyıya vurmasının doğal kabul edildiğini belirtti.

Dr. Selin Gamze Sümen, şu bilgileri verdi:

“Denizanalarından kaynaklanan zehirlenme belirtileri, kişiden kişiye değişebilir. Dokunulan bölgede bölgede kızarıklık şişlik, ağrı, uyuşma gibi lokal cilt belirtileri olabilir. Kişinin alerjisi varsa ciddi kalp kasılması da görülebilir. Suda yüzüyorsak denizanası teması sırasında hemen sudan çıkmak, sakin olmak lazım. Denizanasının değdiği ciltte kızarıklık şişlik yanma kaşıntı ağrı bazen uyuşma olabilir. Kişinin alerjiye duyarlı olması durumunda bulantı kusma ishal görülebilir. Düşük tansiyon nefes darlığı kas kasılması havale nöbet olarak daha ciddi sistemik belirtiler görülebilir. Denizanalarına denizde veya karada dokunulmamalıdır. Vücuda değen yerlerde deriye yapışan parçaları varsa deniz suyuyla yıkandıktan sonra cımbız yardımıyla bunlar uzaklaştırılmalıdır. Denizanalarının parçaları asla çeşme suyu ile yıkanmamalı, üzeri havlu veya bezle ya da buz ile ovuşturmamalıdır. Bol sirkeyle yıkayarak ya da sirkeye batırılmış temiz pamuk ya da bez parçaları ile 10 dakika tutularak müdahale edilmelidir. Ardından etkisiz hale gelmiş zehir kapsüllerini uzaklaştırmak için tıraş köpüğü uygulayıp derideki yapışanları bıçak veya kredi kartının keskin olmayan kenarı ile sıyrılmalıdır. Kusma, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü nefes darlığı oluşursa 112’den yardım alınarak acil tıp Kliniğine yaralanan kişi yönlendirilmelidir.”

Dr. Selin Gamze Sümen, denizanalarının yüzde 90’ının su olduğunu, kıyıya vurduktan bir süre sonra kumda kuruyarak yok olduklarını anlattı. Denizanaları toplu ölümlerinin nedenleri arasında iklim değişikliği, deniz suyu sıcaklığının artışı, kıyılarda yapılaşmanın artmasının gösterilebileceğini belirten Dr. Sümen, “İklim değişikliğinin deniz ve kıyılarında yarattığı değişimleri izliyoruz. Denizanalarına ilişkin benzer görüntüleri Kuzey Ege’de Çanakkale açıklarında da görmüştük” diye ekledi.

Diğer Haber

TBMM’ye yeni dokunulmazlık dosyaları sevk edildi

AK Parti, MHP, DEM Parti, CHP, İYİ Parti ve DBP milletvekillerine ait 10 dokunulmazlık dosyası, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir