İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Nefroloji Bölümü Prof. Dr. Yakup Ekmekçi, Türkiye'de artış gösteren böbrek yetmezliği vakalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Ekmekçi, Türkiye'de son 15-20 yıldaki kronik böbrek yetmezliğinin artış olduğunu ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde de durumun aynı olduğunu aktaran Ekmekçi, “Obezite, günden güne artan ciddi bir problem artık. Bu hastalık, erişkin yaş değil çocukluk çağı hastalığı olmaya başladı. Böbrek yetmezliğinde, obezite önemli bir risk faktörü. Obezite ve şeker hastalığı arttıkça böbrek hastalıkları da artış gösteriyor. Az hareket ediyoruz, fast-food tüketimi çok arttı. Daha tuzlu ve yağlı besleniyoruz. Bu durum çocukları da erişkinleri de tüm yaş grup sağlığını etkiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ekmekçi, dünyada belli ülkelerde özellikle çocuklar için rutin idrar testleri yapıldığına dikkati çekerek, basit bir idrar testinin muhakkak tarama testi haline gelmesi gerektiğini aktardı.
Ekmekçi, “Yılda bir kere düzenli sağlık kontrolü yaptırdığımız gibi, böbrekler konusunda da bu yaklaşımı belirlemek gerekiyor. Çocuklarda böbrek yetmezliğinin nedenlerinden bir tanesi beta enfeksiyonudur. İşte bu enfeksiyona bağlı olarak gelişen böbrek hasarı, çocuk yaşlarda böbrek yetmezliğine sebebiyet verebiliyor. Sağlık Bakanlığı, çocuklar için bazı testleri tarama yöntemi olarak zorunlu hale getirebilir. Böylece erken tanı ve tedavi şansı doğar. Erken tanı ileride oluşabilecek birçok sorunun önüne geçebilir.” açıklamasında bulundu.
– “Böbrek yetmezliği çok sayıda hastalığa neden oluyor”
Ekmekçi, böbrek yetmezliğinin çok sayıda rahatsızlığa neden olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Böbreklerimizin, temel olarak sıvı elektrolit dengesini sağlamanın dışında aynı zamanda çok bilinmeyen bir görevi de kan yapımıdır. Bu nedenle, böbrek yetmezliği olan hastalarda kan yapımı fonksiyonu bozulduğu için biz anemi de görebiliyoruz. Ayrıca böbrekler tansiyonu temel olarak düzenleyen organlardan bir tanesidir. Bu nedenle, böbrek hastalıklarında biz tansiyon problemlerini de görebiliyoruz. Böbreklerin bir diğer görevi hormon üretimi ve salgılanmasıdır. Yine böbreklerin D vitamini ve kemik metabolizmasında da önemli görevleri vardır. Böbrekler, yoğun damarsal yapıya sahip organlardır. Dolayısıyla kalp damar sistemiyle ilgili problemler böbrekleri direkt olarak etkileyebiliyor. Özellikle böbrek sağlığı konusunda hastalara kalp damar sağlığındaki önerilere paralel birtakım öneriler söylüyoruz. Kilo almamaları, egzersiz yapmaları, tansiyon sorunları varsa düzenli bir nefroloji veya kardiyoloji, iç hastalıkları takibine girmelerini özellikle tavsiye ediyoruz. Böbrek sağlığı bir şekilde kalp damar sağlığıyla eş değer gidiyor.”
Sağlıklı bir böbrek için yeterli miktarda su içilmesi gerektiğini vurgulayan Ekmekçi, “Bol su içmenin faydalı olacağı hakkında yanlış bir bilgi var. Bol su içmenin birebir böbrek sağlığıyla çok yakın bir ilişkisi yoktur. Bol su içilmesi gereken durumlar özel durumlar. Örneğin, o sırada aktif bir idrar yolu enfeksiyonunuz varsa veya böbreklerden kanala düşmüş bir taş varsa biz hastalara bol su içmelerini önerebiliyoruz. Genel olarak bizim önerimiz yeteri kadar su içilmesi. Bunun için net bir rakam vermek çok doğru değil. Çünkü, 1.60 boyunda 50-55 kiloluk bir kadınla, 1.90 boyunda 100 kiloluk bir erkeğin su ihtiyacı aynı değildir. Dolayısıyla, ikisinin aynı miktarda su içmesini önermemek lazım.” ifadelerini kullandı.
Ekmekçi, böbrek ve kalp arasında dolaylı bir ilişki olduğuna dikkati çekerek, “Böbrekler, damarsal yapısı zengin olduğu için tansiyon şeker hastalığından da ciddi şekilde etkilenebiliyorlar. Çünkü tansiyon hastalığı, temel olarak vücudun damar sistemini bozarak uzun dönem olumsuz etkilerini gösteren bir hastalık. Tansiyon aynı zamanda Türkiye'deki kronik böbrek yetmezliğinin en önemli sebeplerinden biri. Özellikle kontrol altında olmayan tansiyon, böbrek sağlığı için bir risk faktörüdür.” açıklamasında bulundu.