Anasayfa / Ekonomi / Uydulara en son o dokunuyor

Uydulara en son o dokunuyor

ANKARA (AA) – Anadolu Ajansının 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla hazırladığı “Türkiye’yi geleceğe hazırlayan genç mühendisler” temalı dosya haberin on birinci ve son bölümü Plan-S entegrasyon ve test mühendisi Mert Candangüler’e ayrıldı.

  • Türkiye’yi geleceğe hazırlayan genç mühendisler
  • Skuter ile başladı, zırhlı araç tasarlıyor
  • Görevimiz siber tehlike
  • Oyun tutkusunu büyütüp kendi girişimlerini kurdular

Fotoğraf: Mustafa Hatipoğlu/AA

ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden 2016 yılında mezun olduğunu ifade eden Candangüler, babasının satış yöneticisi olarak çalıştığını ve kendisini çeşitli fabrikalara, otomasyon fuarlarına götürdüğünü, bu nedenle küçüklüğünden beri bu alana ilgisinin olduğunu söyledi.

Evde açıp kurcalama, tamir etmeye çalışırken bozma gibi uğraşlardan keyif aldığını, hal böyle olunca da “bu işi yapayım, en iyi üniversitelerden birinde okuyayım” dediğini aktaran Candangüler, bu tercihte babasının önemli bir faktör olduğunu dile getirdi.

Candangüler, üniversitenin son sınıfında şu an yaptığı işten biraz daha farklı olarak güç sistemleri alanını seçtiğini belirterek şöyle konuştu:

“Başta saha mühendisi olarak başladım işe, yüksek gerilim alanında çalıştım. Daha sonra çok da bana göre olmadığına karar verdim. Çocukluğumdaki gibi daha ufak elektronik parçaları kurcalayıp onlarla uğraşmak istiyordum. O yüzden de elektronik tarafına kaymaya karar verdim. Bu alanda ilk olarak ODTÜ Teknokent’te çalışmaya başladım. Orada küçük donanım, PCB tasarımlarıyla başladım. Sonra TÜBİTAK Uzay tarafında İmece Uydusu projesinde çalıştım. Daha sonra da bir İHA projesinde çalışma şansım oldu. En sonunda Plan-S’e geldim.”

Bugüne kadar uzaya 5 test uydusu gönderen ve sonrasında 4 ticari uydusunu hazırlayan Plan-S’te ilk uydudan beri bulunduğunu söyleyen Candangüler, şöyle devam etti:

“Halihazırda 9 uydu yaptık diyebilirim. İlk uydudan beri test ve entegrasyon mühendisi olarak çalışıyorum. Görevim aslında biraz da bir şeyleri gerçekleme alanında. Bir sistemi tasarlama kısmı var, bir de gerçeğe döndüğü kısım var. Bu gerçeğe döndüğü kısımda ben devreye girmeye başlıyorum. Aynı zamanda test ve entegrasyonu yapabilmek için altyapıları tedarik etme, tasarımını yapma, kurma, işletme gibi faaliyetleri de yürütüyorum. Bu altyapıları kullanarak uydu entegrasyonu ve testleri idare ediyorum. Tasarımcı arkadaşlarla birlikte başlıyoruz aslında bilim seviyesinde testlere. Bunu yaptıktan sonra sistem seviyesi entegrasyona geçiyoruz. Diğer sektörlerden farklı olarak uzay sektörüyle çalıştığımız için farklı çevre koşulları altında çalışacak sistemlerimiz var. Bu yüzden de biraz farklı testler yürütüyoruz. Temiz odanın içinde bir uzay simülatörümüz var. Vakum altında sıcaklık döngüleri yapıyoruz, uydularımıza ya da radyasyon testleri yapıyoruz. Uzay ortamında hangi seviyede radyasyonlara maruz kalacağını önceden simülasyonlarla belirleyip ya da elimizdeki verilerle karşılaştırıp bu seviyede testlere sokuyoruz. Buradaki dayanımı ölçüyoruz. Çünkü uydu sistemlerinde attığınız uyduya bir kere daha dokunma şansınız olmuyor. Her şeyden çok emin olmanız gerekiyor.”

“Uydunun arkasından gidiyorum”

Uydunun başından sonuna kadar projenin içinde yer aldığını ifade eden Candangüler, yürüttüğü çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:

“İlk ticari uydularımıza kadar 5 test uydumuzda pod entegrasyonu dediğimiz aşama yurt dışında tamamlandı. Uydu burada entegre ediliyor, bütün testleri yapılıyor. Sonrasında ‘bu tamam artık çalışır’ dediğimiz noktada anlaştığımız hizmet sağlayıcının ülkesine yolluyorduk uyduyu. Bir hafta sonrasında da ben uydunun arkasından gidiyordum. Orada tamamlanması gerekli olan testlerimiz var. O testleri tekrar yapıyorum. Yolda bir şey olmuş olabilir mi diye son kontrolleri yapıyorum. En son pod entegrasyonunu da yapıyorum yazılımcı arkadaşımla beraber. Ben fişi çektikten sonra uydu bir daha uzayda açılıyor. Uyduya son dokunan kişi oluyorum.”

Erişim engelleri kalkacak

Mert Candangüler, bu projenin kendisine çok da sınırlarının olmadığını fark ettirdiğini söyledi.

Plan-S’e kadar genelde sınırlı projelerde çalıştığını dile getiren Candangüler, burada farklı sorumluluklar verildiğini, bunları başarabildiğini gördüğünü, daha büyük başarılara kapı araladığını ifade etti.

Candangüler, uydularla çok yüksek hızlı bir veri hizmeti sağlamayacaklarını, asıl amaçlarının erişilemeyen yerlere iletişim hizmeti sunmak olduğunu bildirdi. Candangüler, şunları kaydetti:

“Bu da düşük veri hızları olmasına rağmen çok önemli sensör verilerini, erişilemeyen yerlerdeki ölçümleri alma konusunda çok yardımcı oluyor. Bir sürü sektörü rahatlatacak. Tarım, endüstriyel faaliyetler, taşımacılık gibi sektörlerde, orman yangınları, felaketler gibi konularda katkı sağlayacak. Sadece iletişim anlamında değil yer gözlemle ilgili de projelerimiz var. Onlar da gelecek yıl itibarıyla gerçekleşecek.”

Arkadan gelenlere tavsiyeler

Üniversiteye hazırlanan gençlere tavsiyede bulunan Mert Candangüler, bu süreçte genellikle “hangi üniversite daha iyi” gibi bir araştırma yürütüldüğünü, oysa “hangi mesleği yapmak istiyorum”, “hangi mühendislik alanında mutlu olacağım” arayışının daha değerli olduğunu dile getirdi.

Mert Candangüler, “Çünkü mutlu olduğunuz, severek yaptığınız bir işte başarısız olma ihtimaliniz yok. Sadece üniversiteye bakıp onları araştırmasınlar. Bulabiliyorlarsa çevrelerinde abileri, ablaları, amcaları, bir şekilde bir tanıdık bulup, X mühendisliği yapmak istiyorsa o işi yapan kişi gerçekten ne yapıyor öğrensinler. Gitsinler birkaç gün yanında dursunlar, öğrensinler. Gerçekten bunu yapmak istiyor mu? Çünkü okul ve iş hayatı çok farklı olabiliyor.” dedi.

Yeni mühendislerle de kendi deneyimlerini paylaşan Mert Candangüler, “Tecrübe ettiğim ve yaşadığım bir şey, çok kişi bir sürü şeye yapamazsın diyecek. Onları kesinlikle dinlememelerini tavsiye ediyorum. Buraya gelene kadar çok fazla yapamazsın ya da yapamayız cümlesi duydum bir sürü şey hakkında. Kesinlikle her şeyi yapabilirler, biraz istek ve çalışma gerekiyor bunun için. Yapmayı istedikleri zaman bence kimseye kulak asmasınlar.” diye konuştu.

Mühendislik eğitimi alanlara teori yanında mümkünse pratik yönlerini geliştirmelerini tavsiye eden Candangüler, bunun iş hayatına hazırlanmalarını da sağlayacağını söyledi.

Muhabir: Göksel Yıldırım

Diğer Haber

Trafikteki araç sayısı 31 milyon

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayındaki kara taşıtları istatisiğini açıkladı. Ekim ayında 209 bin 401 …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir