İSTANBUL (AA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, 1-7 Mart Yeşilay Haftası dolayısıyla, alkol bağımlılığı konusunu değerlendirdi.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Çetin, alkol bağımlılığının iradesizlik değil önemli bir beyin hastalığı olduğunu aktardı.
Alkol bağımlılığın kişinin planladığı miktarlardan daha fazla tüketmeye başlaması ve tüketimin gündelik hayatını etkileyecek düzeylere gelmesiyle beraber ortaya çıktığını ifade eden Çetin, herkesin bu hastalıkla ilgili yaşadığı deneyimin birbirinden farklı olduğunu belirtti.
Çetin, alkol bağımlılığına ilişkin, “6 ayda hasta olacaksınız, bağımlılık ortaya çıkacak diye bir şey yoktur. Kişinin genetik yapısı, kalıtsal özellikleri, yaşamış olduğu başka hastalıklar, ruhsal hali, sosyal çevresi, ortamda bulunan alkol, yakın çevresinde kullanılan alkol, genetik olarak birinci dereceden akrabalarında yaşanmış bir alkol bağımlılığının olması bağımlılık eşiğini değiştiriyor. Bu kişiden kişiye farklılık gösteriyor.” yorumunu yaptı.
– “Alkol bağımlılığını kişinin sosyal hayatındaki ciddi sorunlar ortaya çıkarıyor”
Alkol bağımlılığının pek çok farklı belirtisi olduğunun altını çizen Çetin, kişinin sosyal hayatında yaşadığı ciddi sorun ve düzensizliklerin bağımlılığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu aktardı.
Çetin, kişinin belli başlı sorumluluklarını artık yerine getiremediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Vaktinde işine gidemeyebiliyor, işindeki performansı sağlıklı olmayabiliyor ya da aile bireylerine ayırdığı vakit istediği düzeyde olamayabiliyor. Sağlığı ile ilgili ciddi problemler ortaya çıkmasına rağmen bu problemlerle uygun bir şekilde baş edemiyor olabilir. Maddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Çok fazla para harcamaya başlıyor ve buna rağmen bu harcamalar devam edebiliyor. Kişinin dikkatini çekebilecek pek çok bu tarz sorunlar olabiliyor.”
Belli bir içme sıklığının alkol bağımlılığı riskini ortaya çıkardığını ifade eden Çetin, “Kadınlar ve erkekler için haftalık tüketim birimlerinin belirlendiği bilimsel çalışmalar vardır. Bunlar bizim için riskli tüketim olarak adlandırılıyor ama bazen danışanlarımızdan duyuyoruz, 'Ben her gün alkol tüketmiyorum ki ben bağımlı değilimdir.' diyemeyiz. Her gün alkol tüketilmesi bağımlılık için geçerli bir kriter değildir. Kişi, aralıklarla alkol tüketerek alkol bağımlısı olabilir. Bunun için farklı ölçütler, değerlendirmeler vardır.” açıklamasında bulundu.
– “Alkol bağımlılığı erken bunamaya neden olabiliyor”
Alkolün, beyin hücrelerinin ölümüne neden olabildiğine dikkati çeken Çetin, “Beyinde küçülme oluyor. Bu da erken bunama hastalığının habercisidir. Erken bunama riskini ortaya çıkarır. Beyin kanamalarına daha yatkınlık olabilir. Ayrıca sadece beyin değil karaciğer de çok önemlidir. Alkol karaciğerde büyümeye neden olabiliyor. Karaciğerde büyüme olduktan sonra siroz süreci ortaya çıkabiliyor. Kaslar da çok etkileniyor. Ellerde, ayaklarda güçsüzlükler ortaya çıkabiliyor. Pankreas ciddi anlamda etkileniyor. Vücuttaki pek çok organ alkol ile beraber zarar görebiliyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Alkol Sosyalleştirir” sözünün gerçeği yansıtmadığını ve bağımlı kişilerin sosyal yaşantıdan yavaş yavaş çekilmeye başladığını kaydeden Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kendi içine kapanıyor. Arkadaşlarından, sosyal çevresinden, ailesinden uzaklaşıyor. Yalnızlaşmaya başlıyor. Yalnızken belki daha çok alkol tüketiyor. Sosyal anlamda ciddi bir etkilenme oluyor. İş hayatı, arkadaş çevresi etkileniyor. 18-25 yaş arasındaki yoğun alkol tüketimi alkol bağımlılığı açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Ama hastalarımıza bakacak olursak her yaş grubunda alkol bağımlılığını sık görebiliyoruz. Sosyal bir sınıf ise yoktur. Alkol bağımlılığı her sosyal sınıfta görülebiliyor.”