İSTANBUL (AA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “ergenlerle iletişim dili” hakkında bilgi verdi.
Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Konuk, ergenlik döneminin çocuklar için olduğu kadar anne babalar için de bir geçiş dönemi olduğunu kaydetti.
Konuk, ergenler ve ebeveynler arasında fikir ayrılıklarının olmasının kaçınılmaz bir durum olduğunu belirterek, “Ancak bu fikir ayrılıklarının çocuklarla olan ilişkiyi olumsuz olarak etkilemesi ebeveynler tarafından önlenebilir ya da en aza indirgenebilir.” ifadelerini kullandı.
Aile içi iyi bir iletişim kurmanın olumsuzlukları azaltmaya fayda sağlayacağını kaydeden Konuk, “İletişim içerisindeyken alışılan, düşünmeden sarf edilen kelimelerden, gençlerin kimliklerine, kişiliklerine yönelik olan yargılayıcı, kırıcı, eleştirici, tekrarlayan uzun süren nutuk cümlelerinden kaçınmak gerekir. Etiketleme, iğneleme veya küçümseme gibi cümleler de bu sınıfa girer. Başka bir yetişkine söyleyemeyeceğimiz cümleleri ergenlere de söylememeye dikkat etmek çok önemlidir.” açıklamasında bulundu.
Konuk, ebeveynlerin sıklıkla eleştirmezlerse gençlerin öğrenemeyeceğini düşündüğünü aktararak, “Oysa ki eleştiri ve alay cümleleri onları değişime kapalı hale getirmekle birlikte savunmalarının artmasına neden oluyor. Bu kalıptaki cümleler aile içi iletişimi bozarken aynı zamanda gençlerin direncini ve kırgınlıklarını tetikleyerek özsaygılarının düşmesine neden olabiliyor.
Bununla birlikte gençlere uzun, tekrarlayıcı nutuklar, öğütler vermemek gerekir. Çünkü bu ifadeleri gençler bir süre sonra duymazdan gelme eğilimi gösterirler. Bunun yerine ebeveyn olarak düşüncelerinizi tek bir kelime/cümle ile ifade etmek, kısa hatırlatmalar yapmak onların dikkatlerini çekme ve işbirliği yapma ihtimallerinin artmasını sağlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Ebeveynlere önerilerde de bulunan Konuk, şunları kaydetti:
“Ergenle iletişim kurarken yaşadığınız durumla ilgili nasıl hissettiğinizi açıkça söyleyebilmek, 'hayal kırıklığına uğradım', 'üzüldüm' gibi kendi duygularınızı etiketlemek bir çözüm dayatmadığınız için onların savunmaya geçmesini engeller. Aynı zamanda duygularınızı anlamasına da fırsat tanır. Duyguları ifade edebildiğimiz kadar ergenle iletişimde dinlemenin de rolü oldukça büyüktür. Dinlemek etkin bir süreçtir.
Tüm dikkatinizi vererek dinlemek karşınızdaki insana fikirlerine önem veriyorum mesajını içerir. Eğer o anda dinlemek için yeterli zamanınız yoksa 'ne anlatacağını çok merak ediyorum ancak şu an acelem var. Yemekten sonra konuşmak, seni dinlemek istiyorum.' gibi bir cümle ile onu gerçekten dinleyebileceğiniz başka bir zaman önerilebilirsiniz. Dinleme esnasında ise sürekli sorular sorarak veya yorumlar yaparak araya girmemek gerekir.”
Elvin Akı Konuk, özellikle ergenlerin üzgün ve kırgın olduklarında tavsiye değil anlayış istediklerini aktararak, “Bu nedenle konuşmasının bitmesini beklemek ve sonrasında kendinizi onun yerine koyarak duygularını paylaşmak iletişimi sürdürebilmek adına sağlıklı olacaktır. Bu her zaman aynı fikirde olacağınız anlamına gelmez ancak ilişki ve iletişimi güçlendirmeyi ve sürdürebilmeyi, paylaşmayı sağlayan sağlıklı bir yoldur.” ifadelerini kullandı.
Çatışmaların yetişkinlerde olduğu gibi ergenler için de hayatın bir parçası olduğunu belirten Konuk, “Çatışmalar duyguları bastırmak yerine ifade etme olanağı tanır. Düşünmeye, değişime ve çözüm bulmaya yönlendirir. Başlangıçta ergenin bu çatışmaya niye girdiğini bir ebeveyn olarak anlayabilmek için ergenlik çağının özelliklerini göz önünde bulundurmak veya sorunu detaylı olarak öğrenmek bazı çatışmaları anlamlandırmanızı sağlayacaktır. Ergenle girilen çatışmada ergeni bastırmamak gerekir.
Onların ihtiyaçlarını ve arzularını göz önünde bulundurmak ve karar alma süreçlerine katılmasını sağlamak işbirlikçi yollardandır. Yaşanan sorun ve problem üzerine birlikte beyin fırtınası yapmak, sorun üzerinde tüm aile bireyleri ortaklaşa çözüm yolu bulabilmek ve en iyi seçeneği birlikte belirlemek ergene yol göstermeye yardımcı olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.