ASİYE ERDURAN
Seçim sonrası değişen ekonomi yönetimine ve para politikasına yönelik uluslararası kurum ve piyasa uzmanlar görüşlerini paylaşmaya devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ortodoks politikalara yönelik tutumu ve yeni hükümetle birlikte başlayan kademeli sıkı para politikasına geçiş hem küresel kurum ve kuruluşlardan hem de piyasa uzmanları tarafından olumlu karşılanıyor.
Geçtiğimiz günlerde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ve İngiltere’nin önde gelen bankalarından Barclays tarafından yayımlanan raporlar gelecek döneme ilişkin olumlu sinyal verir nitelikte oldu. Moody’s yeni ekonomi yönetiminin daha ortodoks, kural bazlı ve öngörülebilir politikaya geçmesinin kredi görünümü açısından olumlu olduğu değerlendirmesi yaparken, Türk bankacılık sisteminde görünümünü ‘negatif’ten ‘durağan’a yükseltti. Bununla birlikte Barclays de, Merkez Bankası’nın Döviz rezervi artışının devam etmesine yönelik iyimser olduklarını belirten bir açıklamada bulundu.
Türkiye’nin daha fazla ortodoks politikaya ihtiyacı var
Konu özelinde, BloombergHT’nin sorularını yanıtlayan Japonya Keio Üniversitesi’nde Ekonomi Profesörü ve eski BOJ politika kurulu üyesi Sayuri Shirai yeni başkanın politika faiz oranını %8,5’ten %17,5’e artırmasını iyi bir dönüş olarak değerlendirdi. Ancak var olan ikiz açığın (cari hesap açığı ve mali açık) göz önüne alındığında Türkiye’nin daha fazla ortodoks politikaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
Üretim ve işsizlik verileri baz alındığında Türkiye’nin çok fazla potansiyelin olduğunu belirten Shirai, yabancı sermaye akışının artması için genel olarak daha iyi bir makro ekonomik performans gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Shirai, “Türkiye’nin kredi puanının iyileştirilmesi sermaye akışı için çok önemli” ifadelerini kullandı.
Parasal sıkılaşma sürdürülmeli
Rabobank Euro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot da Ortodoks politikalara dönüşün Türk tahvillerindeki fiyatlamalara da olumlu yansıdığını söyledi.
Uluslararası yatırımcıların Ortodoks politikaların uzun vadeli etkilerine daha fazla güvendiğini belirten De Groot, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in kanıtlanmış bir politika geçmişi olduğunu ve TCMB Başkanı Erkan’ın da bu kapsamda kesinlikle potansiyeli olduğunu ifade etti. “Global ekonomik zayıflık sırasında parasal sıkılaştırmanın sürdürülmesi, Türkiye’nin ortodoks olmayan politika geçmişinden biçimsel olarak sıyrıldığını kanıtlamak için gerekli” değerlendirmesini yaptı.
Ekonomi yönetiminden stabil bir politika isteniyor
Zaye Capital Markets’in baş yatırım yetkilisi Naeem Aslam ise coğrafi konumu ve genç ve dinamik nüfusu nedeniyle Türkiye’nin birçok yatırımcının gözünde özel bir yeri olduğunu belirtirken uluslararası yatırımcıların yüksek enflasyon karşısında ekonomi yönetiminden daha stabil bir politika görmek istediğini sözlerine ekledi.
Yükselen enflasyonun hem kamuoyu hem de yabancı yatırımcılar problem olmaya devam ettiğini belirten Aslam, bunun nedeninin şu ana kadar ortodoks olmayan mali politikaların izlenmesi olduğunu söyledi. Ancak yeni uygulanan sıkı para politikasının “sisteme uyum sağlayacak şekilde ayarlanması” gerektiğini sözlerine ekledi.
Doğrudan yatırımlar konusunda Türkiye’nin son dönemde körfez ülkeleriyle yaptığı temaslara da değinen Zaye Capital Markets’in baş yatırım yetkilisi Naeem Aslam, bölge ülkeleri arasında baskın bir güç olduğunu vurguladı.