Bir zincir marketin bölge sorumlusu olarak çalışan yönetici, depoda olmayan ürünleri envanterde varmış gibi gösterdiği iddiasıyla tazminatsız şekilde kovuldu.
İş Mahkemesi’nin yolunu tutan müdür, iş akdinin haklı bir gerekçeye dayanmadan feshedildiğini öne sürdü. Hakkında özel belgede sahtecilik suçu sebebi ile dava açıldığını ve davacının beraat ettiğini, sürekli olarak 08:30’da işbaşı yaptığını ve 22:30’a kadar çalıştığını, bu şekilde yoğun tempoda çalışmasına karşı kendisine fazla çalışma ücretinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem, ihbar ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti.
İLGİLİ HABERYargıtay’dan milyonlarca çalışanı ilgilendiren mesai kararı
KISMEN KABUL EDİLDİ, TEMYİZE GİDİLDİ
Davalı şirket sahibi ise davacının doğruluk ve bağlılık ilkesine aykırı hareket ettiğini dile getirdi. Mahkeme; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Ceza davasında davacının beraat etmesinin hukuk davasında hakimi bağlamayacağına dikkat çekilen Yargıtay kararında; “Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin beraatine dair karar verilmiş ve bu karar Yargıtayca da onanmış ise de delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz.
Olaya ilişkin diğer işçiler tarafından verilmiş beyanlar, işçinin inkar edilmeyen kabul beyanı karşısında davacının ‘envanter sayımında olmayan malları varmış gibi sayarak’ işvereni yanıltıcı işlemler yaptığı, bu sebeple iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü kabul edilmelidir.
Davacının doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışı nedeniyle işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken iş akdinin haklı neden ile feshedildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile kabulü hatalıdır. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir” denildi. (İHA)
İLGİLİ HABERYargıtay’ın iş hayatını ilgilendiren önemli kararları