Farklı özellikleri, kademeli olarak dijital sunumlarla gün ışığına çıkarılan Yeni Mercedes-Benz S-Serisi’nin üstündeki sır perdesi, 2 Eylül’de gerçekleştirilen dünya lansmanıyla tamamen kalkmıştı. Yeni Mercedes-Benz S-Serisi, Aralık 2020 itibarıyla ilk olarak S 400 d 4MATIC L versiyonuyla Türkiye’de satışa sunuldu. Yeni S-Serisi’nde 3.0 litrelik turbo beslemeli 6 silindirli dizel motor 330 BG maksimum güç üretirken 700 Nm’lik maksimum tork sunuyor. Standart donanımdaki 9G-TRONIC otomatik şanzımanın da katkısıyla 6,7 ile 8,0 lt/100 km arasında değişen karma yakıt tüketimi sunabilen aracın maksimum hızı elektronik olarak 250 km/s ile sınırlandırılmış durumda.
Şükrü Bekdikhan: “Yeni S-Serisi ile müşterilerimize daha önce sunulmamış yenilik, güvenlik, konfor ve kalite sunuyoruz”
Yeni S-Serisi’nin konfor ve teknoloji noktasında referansları belirleyen bir otomobil olduğunu belirten Mercedes-Benz Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, “Mercedes-Benz olarak 100 yılı aşkın bir süredir lüks sınıfta standartları belirliyoruz. Dünyanın ve de Türkiye’nin en çok satılan lüks sedanı olan S-Serisi, markamızın merkezinde yer alıyor ve modern lüksün Mercedes-Benz için ne anlama geldiğini gösteriyor. Markamızın Amiral Gemisi, ileri seviyede mühendislik, işçilik ve teknolojik yeniliklerle her zaman otomotiv tarihinde zirveyi temsil etti. Yeni S-Serisi ile müşterilerimize daha önce sunulmamış yenilik, güvenlik, konfor ve kalite sunuyoruz. İster sürücü olun ister arka sıradaki yolcu, yüksek teknolojileri ve yenilikçi konfor özellikleriyle Yeni S-Serisi, size birinci sınıf bir sürüş deneyimi sağlıyor.” dedi.
Modern lüks, S-Serisi’nin iç mekânı ile tamamen yeni bir boyut kazanıyor. Tasarımcılar, zarafet, kalite ve kullanım kolaylığı ile ön plana çıkan ve yolcuların kendini iyi hissetmesini sağlayan Lounge özelliklerine sahip bir atmosfer yarattı. Yeni ön konsol; yeni mimarisi, modern tasarımı ve ergonomik yapısıyla öne çıkıyor. Ancak sunulan huzur ortamı bu kadarla kalmıyor. Yüksek düzeyde sürüş ve akustik konforunun yanı sıra çok çeşitli ENERGIZING konfor programları ile yeni S-Serisi yolcularına huzurlu ve konforlu bir yolculuk sunuyor. Ayrıca filtreleme performansı daha da arttırılan ENERGIZING AIR CONTROL ile yolcular, yolculuk boyunca daha da zinde kalıyor.
Birçok konuda daha akıllı hale gelen Yeni Mercedes-Benz S-Serisi, sürüş deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşıyor. MBUX’in (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) sunmuş olduğu dijital yenilikler dışında, daha kısa dönüş turu sağlayan arka aks yönlendirme sistemi ve arka yolcu hava yastıkları gibi güvenlik yenilikleri dahil, sürüş keyfini artıran ve aynı zamanda daha da güvenli hale getiren yenilikler de bulunuyor. Yeni bir özellik olarak PRE-SAFE® Impulse yan güvenlik sistemi, olası bir yandan çarpma (her iki yandan da) öncesinde E-ACTIVE BODY CONTROL, süspansiyon sistemi üzerinden aracın gövdesini yükseltiyor (İlerleyen dönemde Türkiye’de sunulacaktır). Sürekli olarak gelişmeye devam eden sürüş destek sistemleri, otonom sürüş yolunda önemli bir adım oluşturmaya devam ediyor. MBUX’in sezgisel kullanım entegrasyonu sayesinde görselleştirme tamamen yeni bir boyuta ulaşıyor.
Markanın Amiral Gemisi olan S-Serisi, bünyesinde barındırmış olduğu ileri seviyede mühendislik, işçilik ve gelişmiş dijital yeniliklerle Mercedes-Benz’in tasarımdan üretime bulunmuş olduğu seviyeyi temsil ediyor. Yapay zeka, Yeni S-Serisi’nde, markanın otomotiv teknolojisindeki 135 yıllık tecrübesiyle birleştiriliyor. Mercedes-Benz yaklaşık 70 yıl önce 220 ile model serisinin temelini attı. Pazara sürüldüğü 1951 yılından bu yana tüm dünyada 4 milyon adedin üzerinde S-Serisi Sedan satıldı.
Son yıllarda başka hiçbir yenilik, bir Mercedes-Benz’in kullanımını MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) kadar kolaylaştırmadı. 2018 yılında tanıtımı yapılan öğrenebilir sistemin ikinci nesli Yeni S-Serisi ile birlikte kullanıma sunuluyor. Donanım ve yazılım alanında kaydedilen gelişmelerle birlikte iç mekân daha da dijital ve akıllı hale geliyor. Muhteşem görüntüler, bazıları OLED teknolojisine sahip beş adede kadar büyük ekran, konfor işlevlerinin kullanımını kolaylaştırıyor. Gerek arka koltuklar, gerekse sürücü için sunulan kişiselleştirme ve sezgisel kullanım olanaklarının kapsamı daha da artıyor. Örneğin, yeni 3 boyutlu dijital gösterge paneli, bir düğmeye basıldığında derinlik algısını arttırıyor. Böylece özel 3 boyutlu gözlük takmaya gerek kalmadan gerçek derinlik etkisi elde ediliyor.
İsteğe bağlı olarak iki adet ön camda sanal gösterge paneli (Head-up-Display) sunulurken, daha büyük olan arttırılmış gerçeklik içeriği sunuyor. Örneğin navigasyon kullanımında animasyonlu yönlendirme okları sanal olarak doğru şeritte yola yansıtılırken, Aktif Mesafe Asistanı gibi asistan fonksiyonlarının bilgileri de yine yola yansıtılıyor. Yansıtılan görüntü sanal olarak 10 metrelik mesafede gösterilirken görüntünün büyüklüğü 77 inç büyüklüğünde bir ekrana denk geliyor.
Mercedes me uygulamasındaki çevrimiçi hizmetlerin etkinleştirilmesiyle sesli komut sistemi, “Hey Mercedes”, daha fazla diyaloğa ve öğrenmeye yatkın bir yapı kazanıyor. Belirli eylemler, “Hey Mercedes” etkinleştirme ifadesi olmadan da tetiklenebiliyor. Buna gelen bir çağrıyı cevaplama da dahil. “Hey Mercedes” artık araca ait işlevleri de açıklıyor ve genel bilgilerle ilgili soruları yanıtlıyor. Sesli komut sistemi, S-Serisi’nde arka koltuktan da kullanılabiliyor.
Baş üstü kontrol ünitesine entegre kameralar ve öğrenme algoritmaları sayesinde MBUX İç Mekan Yardımcısı yolcuların çok sayıda kumanda talebini algılıyor. Sistem, yolcunun başının yönünü, el hareketlerini ve vücut dilini yorumluyor ve ilgili araç işlevleriyle tepki veriyor. MBUX İç Mekan Yardımcısı sadece kullanım kolaylığı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda güvenlik açısından da destek sunuyor. MBUX İç Mekan Yardımcısı, bir kamera üzerinden ön yolcu koltuğundaki çocuk oto koltuğunu algılayarak hareket öncesinde ekranda çocuk oto koltuğu için emniyet kemeri uyarısında bulunuyor.
S-Serisi ile seyahat etmek her zaman dingin ve huzurluydu, ayrıca çalışmak da her zaman kolaydı. İç mekan, yeni nesil ile birlikte ev ve iş arasında bir sığınak, üçüncü bir mekan haline geldi. Hem kısa hem de uzun versiyon olsun S-Serisi’nin her iki gövde tipinin ön ve arka koltuklarında sunulan konfor seviyesi önemli oranda iyileştirildi. İç mekanda sunulan alan hissi ve ferahlığı da önemli oranda arttırıldı.
Önceki nesil ile kıyaslamalı boyutlar:
İç mimarlık ve yat tasarımından unsurları harmanlayan devrim niteliğinde bir iç tasarım, sürücüyü ve arka koltuk yolcularını karşılıyor. Gösterge paneli, orta konsol ve kolçaklardan oluşan mimari, geniş bir alan üzerinde süzülüyor hissi veriyor. Kumanda sayısındaki azalma, iç tasarımdaki minimalist yaklaşımı vurguluyor. Konsolun üst kısmı ile büyük dekoratif yüzey arasındaki ince kademe, iki katmanlı bir görünüm oluştururken yatay genişlik algısını daha da arttırıyor.
İç mekanda beş adede kadar ekran dışında ön konsol ve arka (Konfor koltuk versiyonunda) taraftaki geniş dekoratif yüzeyler dikkat çekiyor. Gerçek alüminyum süslemelerle desteklenen açık gözenekli ahşap yüzeyler iç mekandaki lüks ve kalite algısını arttırıyor. Yatay olarak konumlandırılan ve dört parçadan oluşan merkezi havalandırma ızgarası yeni tasarım öğelerinden biri olarak öne çıkıyor. Her bir yanda iki adet ince yatay tasarımlı havalandırma ızgarası ile ön konsoldaki tasarım bütünlüğü sağlanıyor.
Sürücü göstergesiyle orta konsoldaki medya ekranı birbirini tamamlayan estetik bir görünüm sunuyor. Ekranların görünümü, toplam dört ekran tasarımı (Zarif, sportif, özel, klasik) ve üç mod (Navigasyon, sürüş destek, servis) ile kişiselleştirilebiliyor.
Koltuklar ergonomik tasarımıyla oturmaya ve dinlenmeye davet ediyor. Akıcı, üç boyutlu katman tasarımı görsel bir rahatlık sağlıyor. Farklı işçilik şekilleri, farklı karakteristik özelliği beraberinde getiriyor. Lugano derideki akan uzunlamasına borular daha zarif ve avangart bir etkiye neden olurken, Napa deri ve Napa Exclusive derideki elmas kapitone kesim daha klasik ama bir o kadar çekici bir görünüm sunuyor.
Ön koltuklardaki 19 adede kadar motor, yolcuların rahat etmesini sağlıyor ve aynı zamanda koltuklardaki teknolojinin gelişmişlik seviyesini de gözler önüne seriyor. Ancak konfor tek başına yeterli olmuyor. Koltuklar, güvenlik noktasında da önemli bir sorumluluk üstleniyor. Ayrıca konu lüks ve rahatlık olduğunda Yeni S-Serisi’ndeki her bir koltuktaki AGR onayı önemli bir sorumluluk üstleniyor.
Titreşim motorlarını kullanan sistem, ısı ile sıcak taş prensibini kullanarak rahatlatıcı masajın etkisini artırabiliyor. Bu noktada koltuk ısıtması ile aktif ergonomik koltukların şişirilebilir hava odacıkları birleştiriliyor. Yüzeye, yani yolcuya daha yakın konumlandırılan hava odacıklarıyla masaj etkisi daha da arttırılıyor.
Beş farklı arka koltuk seçeneği, Yeni S-Serisi’nin arka kısmını daha çok bir çalışma alanı veya bir dinlenme yeri olarak kişiselleştirme olanağı sunuyor. İki adet elektrik kontrollü arka koltuk için sunulan ısıtmalı arka koltuk başlıkları yeni bir özellik olarak öne çıkıyor. Şoförlü versiyonundaki ön yolcu koltuğunun ayar şekli ile açısı ve arkasındaki yatar koltukla birlikte daha da iyileştirildi.
ENERGIZING Konfor’un bütünsel “Zinde ve Sağlıklı” yaklaşımı, farklı konfor sistemlerini bir düğme hareketi veya sesli komut ile etkinleştiriyor ve benzersiz bir deneyim yaşatmak üzere bunları programlarla bir araya getiriyor. Sistem eşzamanlı olarak; örneğin monoton sürüşlerde canlandırma veya stres seviyeleri yüksek olduğunda rahatlama gibi iç mekanda uygun bir atmosfer yaratıyor.
Mercedes-Benz, Yeni S-Serisi’nde ENERGIZING konfor yönetimini daha da geliştirdi. Koltuk minderindeki titreşim motorlarına dayalı masaj ve Burmester® 4D surround ses sisteminin yapısından kaynaklanan ses iletimi gibi yenilikler sisteme entegre edildi. Bu şekilde derin frekanslar çok daha deneyimlenebiliyor. Sesin koltukların gövdesinde yeniden üretimi, üç boyutlu dinleme deneyimine başka bir seviye daha ekliyor ve 4D ses etkisini oluşturuyor. Bu arada sesin algılanabilir yoğunluğu, her koltuk için ayrı ayrı ayarlanabiliyor. Her bir koltuğun sırtlığına entegre edilen iki adet yapısal ses dönüştürücü sayesinde müzik daha yoğun hissediliyor.
“Home Office” çok yakında “Mobil Office” olacak. Buna direksiyon başındaki sürücüler de dahil. En azından “Yıldızlı bir araç” kullananlar için. Mercedes-Benz, ileri seviyede otonom sürüş özelliklerine sahip bir S-Serisi’ni güvenli bir şekilde uygulamaya koyarak, Seviye 3 için zorlu yasal gereklilikleri karşılamayı hedefliyor. 2021 yılının ikinci yarısından itibaren, yeni DRIVE PILOT ile donatılan S-Serisi’nin, Almanya’daki otobanların uygun bölümlerinde yoğun trafik veya yoğun dur-kalk koşullarında ileri seviyede otonom sürüş yapması bekleniyor. Sürücünün hayatını kolaylaştıran bu çözüm, sürücüye internette gezinmek veya araç içi ofiste e-postaları gözden geçirmek gibi diğer faaliyetlere vakit ayırma olanağı sunuyor.
Mercedes-Benz, Yeni S-Serisi ile kazasız sürüş vizyonuna büyük bir adım daha yaklaşıyor. Sürücü, çok sayıda yeni veya kapsamı genişletilmiş Sürüş Yardım Sistemi tarafından destekleniyor. Günlük sürüş stresinden önemli oranda kurtulan sürücü böylece rahat ve güvenli bir sürüş gerçekleştirebiliyor. Sistemler olası bir tehlike anında yaklaşan bir çarpışmaya uygun şekilde tepki vermesine yardımcı oluyor. Sistemlerin işlevselliği, sürücü ekranındaki yeni bir ekran konseptiyle deneyimlenebiliyor. Daha güçlü çevre sensörleri sayesinde park sistemleri manevra esnasında sürücüyü daha iyi destekleyebiliyor. MBUX entegrasyonu sayesinde kullanım daha sezgisel ve daha hızlı hale geliyor. Opsiyonel arka aks yönlendirme sistemi, park yardım sistemlerine entegre edilirken manevra hesaplamaları buna göre yapılıyor. Acil fren fonksiyonları özellikle trafikteki diğer paydaşları korumak için devreye giriyor.
Yenilikçi yürüyen aksam sistemleri, Yeni S-Serisi’nde etkileyici bir sürüş deneyimi sağlıyor. Opsiyonel olarak sunulan ve 10 dereceye kadar dönüş açısına sahip arka aks yönlendirme sistemi şehirdeki manevra kabiliyetini kompakt bir otomobil seviyesine çıkartıyor. Örneğin, uzun dingil mesafesine sahip dört tekerlekten çekişli S-Serisi’nin dönüş çapı, arka aks yönlendirmesiyle 1,9 metre azalarak 10,9 metreye düşüyor.
Kısa ön aks uzantısı, uzun dingil mesafesi ve dengeli bir arka aks uzantısı ile S-Serisi, ideal oranlara sahip klasik bir sedan olarak tasarlandı. Arttırılmış iz genişliği ve modern tasarımlı jantlara sahip geniş tabanlı lastikler, otomobilin daha da kaslı görünmesini sağlıyor. Yan gövde üzerindeki karakteristik çizgilerin sayısı önemli oranda azaltıldı. Özenle şekillendirilen yan gövde yüzeyleri özel ışık oyunlarını beraberinde getiriyor. Önden bakıldığında statü sembolü, heybetli ve gösterişli radyatör ızgarası dikkat çekiyor.
Farlar aracın ön görünümünü tamamlıyor. S-Serisi’ne özgü üç noktalı gündüz farlarına sahip farlar, daha düz ve genel olarak daha ince bir tasarımla dikkat çekiyor. Kapının tasarımıyla bütünleşen gizli kapı kolları baştan aşağı yeniden tasarlandı. Kapı kolu, kullanıcının kapı kolu yüzeyine dokunmasıyla otomatik olarak açılıyor. KEYLESS-GO ile anahtarsız giriş özelliği devreye giriyor.
Otomobilin görsel dinamizmi arka kısımda da devam ediyor. Arkadaki stop lambaları birçok ayrıntıya sahip iç yapıları ve çeşitli, kısmen hareketli özellikleriyle otomobilin genel kalite algısına katkıda bulunuyor. Tüm bu tasarım detaylarıyla Yeni S-Serisi hem gece hem de gündüz özgün bir görünüm sergiliyor.
Mercedes-Benz, tamamen yeni destek özelliklerini mümkün kılan DIGITAL LIGHT teknolojisini ilk kez seri üretimde kullanılıyor.
DIGITAL LIGHT: Her far 1,3 milyon mikro ayna yardımıyla ışığı kıran ve yönlendirilen son derece parlak üç LED’li bir ışık modülünden oluşuyor. Yani her araçta 2,6 milyon pikselin üzerinde çözünürlük bulunuyor. Bu, son derece hassas bir ışık dağılımı sağlıyor. Böylece uzun far asistanı, karşıdan gelen trafik veya trafik işaretlerinde 84 piksel ışık ile kıyaslandığında 100 kat daha doğru çalışıyor. Aydınlık-karanlık çizgisi veya ışık dağılımı gibi diğer tüm uyarlanabilir ışık işlevleri çok daha büyük bir hassasiyetle yerine getirilirken, böylece örneğin, sis farı, otoyol aydınlatması veya şehir içi aydınlatması optimize edilebiliyor.
Yeni S-Serisi, LED teknolojisi sayesinde iç mekanı aydınlatmasında da önemli bir gelişme kaydediyor. Mercedes-Benz, ilk kez etkileşimli aydınlatma uyguluyor. Aktif ambiyans aydınlatması, sürüş yardım sistemlerine entegre ediliyor ve uyarıları görsel olarak destekleyebiliyor. Bunun dışında klima sistemi veya “Hey Mercedes” sesli komut sistemi gibi konfor sistemlerinde de aktif ambiyans aydınlatması uygun bir geri bildirim sağlıyor.
0,22 Cd rüzgar sürtünme katsayısı ile S-Serisi, özellikle lüks sedan segmenti olmak üzere dünyanın en yüksek aerodinamik verimliliğine sahip otomobillerinden biri olarak öne çıkıyor. Her ne kadar Yeni S-Serisi’nde ön alan (A) biraz artarak 2,5 m² seviyesine ulaşmış olsa da rüzgar sürtünme katsayısı önceki nesile kıyasla daha da düşürüldü. Cd ve A’nın ürünü 0,56 m² olup önceki neslin makyaj sonrası değerine kıyasla 200 cm² daha düşük. Gövde üzerinde, gövde altında ve ek parçalardaki aerodinamik önlemler sayesinde hem rüzgar tünelinde hem de gerçek sürüş koşullarında aerodinamik performans iyileşiyor. Henüz tasarımın ilk aşamasından itibaren yüksek performanslı bilgisayarla kapsamlı rüzgar sürtünme simülasyonları gerçekleştirildi.
Yeni S-Serisi’nde aeroakustik de geliştirildi. Önceki nesil bile iç mekanda son derece gelişmiş bir gürültü konforu sunuyordu. Yeni nesil S-Serisi daha da sessiz bir yapı sunuyor. Gövdenin yüksek rijitlik seviyesi muhteşem gürültü ve titreşim konforunun temelini oluşturuyor. Bunu birçok detay çözüm tamamlıyor. Örneğin, ön alan bölgesindeki kablo kanallarındaki açıklıklar iki kez kaplanıyor. Motor sesinin iç mekana belli belirsiz bir oranda ulaşması için ön ısı duvarındaki yalıtım malzemesi A-Sütunlarına ve araç zeminine kadar uzatıldı. Mercedes-Benz ayrıca ilk kez seri üretimde seçili gövde profillerinde akustik köpükler kullanıyor.