Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Ankara’da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İşte Yılmaz’ın açıklamalarından önemli satır başları:
Enflasyonla mücadelede son aylarda, aylık bazda sonuç almaya başladık.
CDS, Mayıs seçimleri öncesinde 700 puan üstüydü. Şu anda 339…
“KKM’yi ani bir şekilde bitirme perspektifi yok”
Ağustos ayında 3 trilyon 408 milyar lira ile zirve noktası görüldü. 17 Kasım itibariyle ise 640 milyar Lira eksildi. Ve 2 trilyon 768 milyar lira oldu. Kur korumalı mevduattan aşamalı bir şekilde buradan çıkıyoruz. Ani bir şekilde kur korumalı mevduatı bitirme gibi bir perspektifimiz yok.
Kur korumalı mevdut, uzun vadede, kamuya yük oluşturmayan bir şekilde finans sistemimiz içinde bir enstrüman olabilir.
“Sona yaklaşıldı”
Merkez Bankası, çalışmaları son aşamaya getirdi. Belli alanlara kredi veren bankalar, düzenlemelerle teşvik edilecek. Örneğin teknoloji yatırımları veya sosyal alanlara kredi veren bankaların karşılık oranları veya başka göstergeleri farklı ayarlanacak. Bankacılık sistemi, finans sisteminin kaynaklarını daha verimli alanlara kanalize etmeye yardımcı olacak bu uygulama. Tasarrufları doğru alana kanalize etmemizi sağlayacak. Uygulama kapsamında belirlenen alanlar, sabit olmayabilir. Yıllara göre alanlarda değişiklik olabilir.
Aralık ayının ilk iş günü
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, mevzuat gereği 1 Aralık’ta çalışmalara başlayacak.
Bu yıl asgari ücrete yüzde 114 zam yapıldı. Asgari ücret artışı, enflasyonun çok üzerinde oldu. Üstüne bir de asgari ücrete kadar olan ücretlere vergi muafiyeti getirildi. Bunun bütçeye maliyeti 500 milyar lira oldu.
Asgari ücret belirlenirken müzakereler, üçlü mekanizmayla yürütülüyor. Sadece kamunun perspektifi, zammı belirlemekte yetmez. İşçi, işveren tarafları da var. Sosyal diyalog mekanizması yürütülmeden perspektif belirtmek doğru olmaz. İşverenler de işletmelerin devamlılığı, kayıtdışılığın önlenmesi gibi yaklaşımlarla masada olacaktır. Tarafların söyleyeceklerini görelim.
Emekli zammı sürüdürülebilir olmalı
Ödenen primle alınan ücret arasında denge olması gerekiyor. Sürdürülebilirlik açısından bu önemli. 3-4 çalışanın 1 emeklinin maaşını karşılaması gerekiyor. Ancak Türkiye’de durum böyle değil.
EYT, henüz bitmiş bir süreç değil. 2 milyon insan emekli oldu ama daha YEYT ile emekli olacak 3 milyon kişi var. Bu durum, sosyal güvenlik sistemi içinde ciddi baskı oluşturdu. Sosyal güvenlik sistemine her yıl 1 trilyon liraya yakın kaynağı transfer ediyoruz.
Emekli maaşlarında reel olarak ciddi artışlar oldu. Ancak son dönemdeki enflasyon, emekli maaşında da tartışma yarattı.
Yılsonunda memur zammının ne olacağı toplu sözleşmeyle belli. Memurun zammı, memur emeklisine de yansıyacak. İşçi emeklileri biraz daha az alıyor normalde. Orayı dengelemek gerekiyor gibi bir durum var. 7 bin 500 lira altındaki maaşlar için bütçe imkanlarını zorlayarak elimizden geleni yapacağız. Ama bunu yaparken depremi unutmamak lazım, enflasyonla mücadeleyi unutmamak lazım.
15 kişiden oluşuyor
Asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Komisyon, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından toplantıya çağrılıyor ve yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında teamül üzerine aralık ayında dört kez toplanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde Komisyon başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.
Temmuz ayı ara zammında net asgari ücret 8 bin 506 liradan, 11 bin 402 TL’ye yükseltilmişti.
“Tek zam olacak şekilde çalışıyoruz”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlamış, “Temmuz ayında olduğu gibi ilke yine enflasyona ezdirmemek. Asgari ücret zaten hep yılda bir kereydi biliyorsunuz. Yine tek zam olacak şekilde çalışıyoruz” yanıtını vermişti.
Tüm ücretleri artırıcı bir etkiye sahip
Yaklaşık 17 milyon çalışanın yüzde 38’i yani yaklaşık 6 milyon 300 bini asgari ücretli durumunda bulunuyor. Asgari ücretin biraz üzerinde (komşu) ücret alanlar da göz önünde bulundurulduğunda bu sayının 7 milyonu aştığı tahmin ediliyor.
Asgari ücretteki artış, toplu iş sözleşmesi uygulanan iş yerlerindeki ücretler başta olmak üzere, tüm ücretleri de artırıcı bir etkiye sahip.
Asgari ücret, bu ücretle geçinen çalışanları doğrudan etkilemesinin yanında, yasal mevzuattaki birçok düzenlemede ölçü olarak kabul edilmesi bakımından da toplumun büyük bölümünü ilgilendiriyor.
Asgari ücret rakamı; işsizlik maaşı, kıdem tazminatı, GSS primleri, askerlik ve doğum borçlanması, isteğe bağlı sigorta primleri, staj ücretleri, asgari ücretlilerin rapor ücretlerinin de aralarında olduğu birçok kalemi etkiliyor.
Hedeflenen enflasyon kadar olsun tartışması yaşandı
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in Bloomberg HT ekranlarında asgari ücret artışının hedeflenen enflasyona göre yapılması gerektiğine ilişkin sözleri kamuoyunda yeni bir tartışma yarattı. Ekonomistler Avdagiç’in sözlerine ilişkin paylaşımlarda bulundu.
Bloomberg HT yayınına katılan Avdagiç, asgari ücrette artışın gerçekleşen değil, hedeflenen enflasyona göre yapılması gerektiğini söylerken ekonomistler bu konuda paylaşımlarda bulundu.
Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, X hesabından yaptığı değerlendirmede emeğin milli gelirdeki payına vurgu yaparak “Emeğin milli gelir içindeki payı bu haldeyken ücretleri hedef enflasyona göre belirlemek adil değildir” ifadelerini kullandı.