Doğan, yaptığı açıklamada, artan ithal atık konusunun Türkiye’de bir çevre sorununa dönüşmeye başladığını ifade ederek, “Gerek ithal atıkların gerekse yurtiçindeki atıkların yaşam alanlarımız olan kentlerin herhangi bir yerine gelişi güzel atılması, yakılması suç unsurudur. Daha da önemlisi çevreyi, doğayı kirleterek doğadaki tüm canlı yaşamının sağlığını olumsuz şekilde etkilemektedir” dedi.
Son dönemde en ciddi çevre kirliliğinin plastik kirliliğinden kaynaklandığını vurgulayan ÇMO Adana Şube Başkanı Doğan, “Doğada hazır bulunmayan, çözünmesi yüzyıllar süren ve çoğunlukla bir defa kullanılıp atılan bu atıkların oluşturduğu kirlilikle, çevre ve insan sağlığı tehdit edilmektedir. Ortalama 25 saniye kullanılan bir plastiğin doğada çözünebilmesi için ortalama 500 yıl gerektiği düşünüldüğünde plastik kirliliğinin boyutunu daha iyi kavrayabiliriz” diye konuştu.
“Plastik kirliliğin en önemli unsuru insan faktörü”
Okyanus ve denizlerde yaklaşık 100 ila 150 milyon ton plastik çöpün yüzdüğünün tahmin edildiğini aktaran Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BM Çevre Programındaki veriler, açık denizlerde atık miktarının giderek arttığını ve bu kirliliğe her yıl yaklaşık 8 milyon ton daha eklendiğini göstermektedir. Su akıntıları bu çöplerin dünyanın her köşesine dağılmasına neden olmakta, bunun yanı sıra su kaynaklarımızda mikro plastik kirliliği oluşturmaktadır. Kirliliğin denizlere, okyanuslara taşınmasında en önemli husus, insan faktörüdür. Denizlerde, okyanuslardaki plastik kirliliğinin yüzde 80’inin karadan denizlere taşındığı tahmin edilmektedir.”
Atık sorunu ve temiz bir çevre için ne yapılmalı?
Plastik kirliliğinin önlenmesi ve Türkiye’nin Avrupa’nın çöplüğü haline gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini kaydeden Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Plastik kirliliğini önlemede odaklanması gereken konular; kaynağında ayrıştırma, geri dönüşüm ve geri kazanımdır. Ülkemize ulaşan ithal atıklar konusunda da, atıkların limana ulaşmasından itibaren yeterli denetim yapılması zorunludur. Her ne kadar atıklar belirli kodlarla geliyor olsa da, konteynırların içinde tehlikeli atık, kontamine olmuş atık ve hastalık yapıcı gözle görünemeyen organizmaların çeşitli materyaller üzerinde olup olmadığı ayrıntılı incelenmelidir. Ayrıca çevreyi, doğayı kirleten ve canlı sağlığını tehdit eden durumları oluşturanlar hakkında caydırıcı cezai işlem uygulanmalıdır. Bu konuda hem ilgili kurumlar hem de yerel yönetimler gerekli çalışmaları yapmalıdır ve ülkemiz hiçbir ülkenin çöplüğü haline getirilmemelidir.”