Fosil yakıtlı kamyonların en fazla 20 yıl ömrü kaldı

Bilim destekli bir açıklamada, Avrupalı ​​kamyon üreticileri, 2040 yılına kadar satılan tüm yeni kamyonların 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşmak için fosil yakıt içermemesi gerektiği sonucuna vardı. Ayrıca araştırma doğru şarj ve yakıt ikmali altyapısı sağlandığında bu hedefe ulaşmanın mümkün olacağını da belirtiyor.

Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) çatısı altında Avrupa’nın ticari araç üreticilerinin CEO’ları, en geç 2050 yılına kadar karbon nötrlüğüne yönelik yol haritalarını geliştirmek için, Potsdam Institute for Climate Impact Research’ten önde gelen bilim insanlarıyla bir ortaklık gerçekleştirdi.

ACEA’nın Ticari Araç Kurulu ve Scania CEO’su, “İklim değişikliği, neslimizin en temel sorunudur. Aynı zamanda, şiddetli COVID-19 salgını, gıda, ilaç ve diğer temel ürünlerin ihtiyaç duyanlara sunulmasını sağlamak için karayolu taşımacılığının ve lojistiğin oynadığı kritik role dikkat çekiyor” dedi.

“Karayolu yük taşımacılığı, topluma hizmet etme rolünü sürdürecekse, fosil yakıtlardan mümkün olduğunca çabuk uzaklaşmalıyız. Bunun gerekli olduğuna sadece ikna olmakla kalmıyoruz, bunun mümkün olduğunu biliyoruz ve bunu gerçekleştirmeye hazırız. Ama bunu tek başımıza yapamayız.” diye ekledi.

ACEA ve PIK tarafından bugün yayınlanan ortak bir bildirge, karayolu yük taşıma sistemini dönüştürmek için yol haritasını ve koşulları ana hatlarıyla ortaya koyuyor. Kamyonlara uygun yoğun ve hızlı bir şarj ve yakıt ikmali altyapısı ağı, düşük ve sıfır emisyonlu ağır hizmet taşıtlarının çalışması için de çok önemli.

ACEA ve PIK’e göre, sıfır emisyonlu araçlar dizel motorlu araçlara göre daha pahalı olduğu sürece satışların artmayacağı belirtiliyor. Bunu çözmek içinse sağlam bir CO2 emisyonu fiyatlandırma sistemi en etkili araçlardan biri olabilir.

PIK’den Dünya sistem bilimcisi Johan Rockström, “Bilim bize gösteriyor ki Dünya sistemindeki tehlikeli evrilme noktalarından uzaklaşmak istiyorsak, bugün harekete geçmeliyiz. Sıfır emisyonlu araçlar yalnızca CO2 emisyonlarını azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda hava kalitesi seviyelerini daha da iyileştirecek.” dedi.