İstanbul’un parklarında kullanılan o tuhaf zemin kaplamalarını hepiniz görmüşsünüzdür. Hele ki aynı kaplamaların, üst geçitlerde ve bazı kaldırımlarda, artık görülmemesi neredeyse imkânsız. Belediyelerin bu tuhaf kaplamaları kullanmaları çok tuhaf. İçinde atık lastik, kauçuk artığı ve atık plastik malzemelerin bulunduğu bu malzemeler, birtakım kimyasal yapıştırıcılar kullanılarak birleştiriliyor. Daha sonra da dibine bitüm (zift) ve başka yapıştırıcı kimyasallar karıştırılarak yollara yapıştırılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve bunu kullanan öteki yetkililere, “Sizin çevreciliğiniz nerede kaldı?” diye sormak istiyorum. Bir poşeti bile halka para ile satanlar, poşetler çevreyi kirletiyor diye dünyayı ayağa kaldıranlar, parklarda ve bahçelerde, kaldırımlarda ve üstgeçit-alt geçitlerde kullanılan bu karot plastik – kauçuk kaplamaları kullanmaktan geri durmuyor. Bunlara dokunmanın ve bunları ellemenin çocuklara ve büyüklere verebileceği kimyasal zararlar göz önünde bulundurulmuyor. Bu ürünlerin ömrü çevrede kaybolma zamanı göz önüne alınmıyor. Çevre dostu bir plastik poşet (içinde kolay çözünmeyi sağlayan kimyasallı poşet) yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında kendiliğinden eriyor. Bunun haricindeki normal bir plastiğin, materyal kalınlığına göre 100 yıldan fazla doğada kaldığı artık su götürmez bir gerçek. Ancak zeminlerde kullanılan bu kauçuk-plastik ve kimyasalların geri dönüşüm adı altında pazarlanması ve yollara döşenmesi çok ciddi bir hata. Kaplamaların imalatında ve zemine yapıştırılmasında kullanılan kimyasalların atık sulara, içme sularına ve yeraltı sularına karıştığını da görmezden gelmemek gerek.
Ayrıca, Sayın İmamoğlu’nun bir parka gidip bu malzemelerin üzerinde yürümesini tavsiye ederim. 1-2 ay kullanıldıktan sonra eğri büğrü olması bir yana, yağmurlu zamanlarda kaplamanın dibinin vıcık vıcık su olması çok çirkin ve üzerinde yürümeyi zorlaştırıyor. Üstüne basmak ve yürümek bir yana, o zemin kaplamalarına basmamak için cambazlık yapmanız gerekiyor. Kaldırımlarda ve yollarda kullanıldığında ise uzun zaman içinde, ilk günkü pırıl pırıl görüntüsünden eser kalmayıp, yürürken gayet ciddi rahatsızlık veriyor.