Anasayfa / Genel / Yerli otomobil fazla üretilmeli, fiyatı uygun olmalı

Yerli otomobil fazla üretilmeli, fiyatı uygun olmalı

Firmalarının 1980 yılında kurulduğunu belirten İbraş Kauçuk Genel Müdürü İbrahim Tatar, “1995 yılında şirketleştik. Oto yedek parça bağlamında kauçuk aksamı üretimi gerçekleştiriyoruz. Radyatör ve kalorifer hortumu üretimi yapıyoruz. Üretim bandımızda başka ürünler de var ama genel üretimimiz radyatör ve kalorifer hortumu üzerinedir. Satışımızı toptan olarak gerçekleştiriyoruz. İbraş Kauçuk, otomotiv üssü olan Bursa’da bir yan sanayi olarak kalitesiyle, kalite konseptiyle ve marka değeriyle hak ettiği yerdedir. Yıllardır müşteri memnuniyetimizle oluşturduğumuz marka değerimizi büyüttük, toptan kalite anlayışımızla doğruluk ve dürüstlüğü ana misyonumuz olarak ortaya koyarak sektöre enerji ve dinamizm sağlamayı ilke edindik. İbraş, bu sektörde kauçuk ve plastikler için yüksek kaliteli ISO standartlarında ürün geliştirme konusunda 30 yılı aşkın deneyime sahiptir. İbraş ürünleri, yüksek kalite ve güvenilirlikten ödün vermeden dünya çapında tanınmaktadır. Firma olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak, otomobillerimizin en önemli aksamlarına olan yedek parça üretimini yapabilmek adına tüm çabamızı ortaya koymayı sürdürüyoruz” dedi.

 

Toplam kapalı kullanım alanını 16 bin m2’ye çıkaran firmalarının, müşteri taleplerini karşılayabilmek için makine parkuruna ilave ettiği yeni makineleri ve 245 kişilik tecrübeli ekibiyle ürünlerini 45’ten fazla ülkeye TÜRK MALI ibaresiyle ihraç ettiğini kaydeden, üretimlerini kalite konseptiyle sürdürdüğünü ifade eden Tatar, “Firmamız kaliteden taviz vermeden devam ettiği üretim ilkesini ülkemiz ekonomisine katma değer sağlamak, istihdam oluşturmak adına hep yukarıya taşımak gayretiyle çalışmalarına devam etmektedir. Vizyonumuz esnek ve etkili çözümler geliştirerek akışkan transfer sistemleri üretmek. ISO 9001 KYS Şartları, Çevre, İSG ve
diğer yasal mevzuatları dikkate alarak müşteri ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak için; müşterilerimize ürün kalitesinden taviz vermeden optimum fiyatlar sunarak teslimatları zamanında gerçekleştirmek. Tüm çalışanlarımızın ihtiyaç duyduğu eğitimleri almasını, bilinçli ve katılımcı bireyler haline gelmesini sağlamak.

Tedarikçilerimizi destekleyerek sürekli bir gelişim içinde bulunmalarını sağlamak. Değer oluşturmayan işlemleri ortadan kaldırmak, verimliliği arttırmak ve proseslerimizi sürekli geliştirmek. Firma değerlerimiz ise İş Birliği, İnsan Odaklılık, Müşteri Odaklılık, Sürekli Gelişimdir. Otomotiv sektöründe “müşteri memnuniyeti” ilkesi ile başarısını sürekli artıran İbraş Kauçuk Otomotiv A.Ş., İnsan Kaynakları yönetiminde de bu ilkeyi esas almaktadır. Şirketin başarısında ve rekabet üstünlüğü sağlamasında en büyük payın çalışanların olduğuna inanmakta ve çalışanlarımızı en değerli varlığımız olarak görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

Pandemi döneminde özellikle sıfır otomobil üretiminde sıkıntılar yaşandığını ve otomobil üretiminde 3 çeyreğin boşa geçirildiğine dikkat çeken Tatar, “Bununla birlikte zaten piyasada kalifiye eleman problemi de var. Pandemi döneminde bazı firmalar işlerini toparlayamadılar. Birçok çalışan işsiz kaldı. İbraş Kauçuk ise bu dönemi en az hasarla atlatma stratejisiyle üretimlerine devam etti. Ama diyebiliriz ki pazar payında elbette düşüşler yaşandı. İnşallah 4’ncü çeyrek ile birlikte aradaki farkı kapatacak olan otomotiv sektörü 2021’in araçlarını piyasaya sunacak bir enerjiyle çalışacak, yeniden katma değer ve istihdam sağlayacaktır. Bu hastalığın ülkemiz ekonomisine vereceği hasarın en az olması Allah’tan (C.C.) en büyük dileğimiz ve duamızdır” açıklamasını yaptı.

Üretim süreci devam eden yerli otomobil konusunda ise çok ince bir strateji, üretim felsefesi uygulanması gerektiğini kaydeden Tatar, “Biz yerli otomobilimizi ülkemiz insanına satsak bile pazar sorunu olmaz. Ama üretimin fazla, fiyatının ise uygun olması gerekir. Yabancı markalar ayda 170 bin adet üretim yaparken siz yılda
170 bin adet üretirseniz maliyetler dolayasıyla elbette fiyatlar yüksek olacaktır. Yerli otomobilde öncelikle bu handikapın giderilmesi gerekiyor. Bu arada ürettiğimiz arabayı dünya markası haline getirecek süreci çok ince bir stratejiyle planlayabilmek ve hedefleri doğru koyabilmek gerekiyor. Türkiye’nin bu noktada model ve markasını ortaya koyduğu otomobilinin üretim bandında adedi yükseltecek bir formülü bulması çok önemli. Çünkü adet ne kadar fazla olursa maliyet düşecek ve arabanın fiyatı da ucuzlayarak insanlarımızın satın alabileceği bir noktaya çekilmiş olacaktır. Bugün dünya otomobil piyasasını elinde tutan devlerin stratejileri çok iyi analiz edilmeli. Mesela, bir marka, birkaç markayla işbirliği yaparak, motorunu veya başka bir aksamını hep birlikte üretip, üretimden gelen gücüyle dünya pazarlarında kolayca yer bulabiliyor. Bizim otomobilimizin modeli ve tasarımı yabancılarca yapıldı. Bildiğimiz kadarıyla elektrikli otomobilimizin pillerinin üretimi ilk etapta dışarıda yapıldı. Ama bugünlerde yerli otomobilimizin pilleriyle ilgili bor madeninden üretim yapılmasıyla ilgili çalışmaların başladığına dair haberleri de ilgiyle takip ediyoruz. Otomobilimizin pilini kendimiz üretmemiz elbette dışarıya olan bağımlılığımızın ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Türkiye dünyada en çok bor madeni bulunan ülkelerin başında gelmektedir. Bor madeninden otomobilimizin pillerini üretmemiz bu açıdan çok önemlidir. Diğer yandan üreteceğimiz otomobilin en ekonomik, fiyatı en uygun ve en tercih edilebilir bir segmente kavuşturmamız için üretimden piyasaya sürülünceye, nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar bantlardaki her şeyi bizim yapabilmemiz ve kendi ülkemizin kaynaklarıyla bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunu yapabilirsek ürettiğimiz yerli otomobili ülkemizdeki herkesin bineceği bir yapıya kavuşturmuş oluruz. Bu konuda devletimizin işi ele alması çok önemliydi. Yatırım grubu da işi sıkı tutarak yerli otomobilimizi yollarımızla buluşturmak için tüm gücüyle çalışıyor. Yani işin en büyük kısmını hallettik görünüyor. Bugün kendi ülkelerinde otomobil üreten birçok marka öncelikle bir sıkıntılı süreçten geçtiler. Ama zaman içinde dünya markası olmayı başardılar. Benim temennim, altlarında hala dünyanın her ülkesinden her marka aracının bulunduğu Türk insanının kendi otomobil markasına bineceği günün en erkene çekilmesi ve bunun uygun fiyat, uygun kalite ile insanımıza sağlanmasıdır” açıklamasını yaptı.

Diğer Haber

BYD’nin Manisa’daki 1 milyar dolarlık fabrikası için ÇED süreci başladı

Çin merkezli otomotiv devi BYD, Türkiye’deki 1 milyar dolarlık yatırımının ilk adımı olarak Manisa’da inşa etmeyi …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir