Anasayfa / Genel / Kauçukla ilgili bilinmeyen kelimeler

Kauçukla ilgili bilinmeyen kelimeler

Günümüzün modern dünyasında kauçuk sık sık kullanılıyor. Kauçukla ilgili birçok bilinmeyen kelime bulunuyor. İşte kauçukla ilgili kavramların anlamları.

ASTM: 1- Amerikan Malzeme ve Test Derneği (American Society for Testing and Materials). 2- 1 akrilat ve az sayıda çapraz bağlı monomerden oluşmuş bir kopolimer.

ABRASION RESISTANCE: Aşınma dayanımı. Bir malzemenin sürtünme neticesinde, yüzeyden parçacık kaybına karşı dayanımı.

ABRASION RESISTANCE INDEX:  Aşınma Dayanımı İndeksi. Vulkanize bir kauçuk parçanın aynı koşullar için belirlenmiş standartlara göre aşınma dayanımının ölçüsü.

ACCELERATED AGING: Hızlandırılmış yaşlanma. Doğal zaman akışının ve kullanım sürecinin etkilerini oluşturabilmek ve ölçebilmek için geliştirilmiş bir metot.

ACCELERATOR: Hızlandırıcı. Elastomer karışımlarının vulkanizasyonunu hızlandırmak için küçük miktarlarda kullanılan bir kimyasal.

ACRYLATE RUBBER: Akrilat Kauçuk. Akrilat esterlerden oluşan elastomerlerin genel adı.

ACRYLIC RUBBER: Akrilik Kauçuk.

ACTIVATOR: Aktivatör. Elastomer karışımlarda kullanılan akselatörlerin etkinliğini arttırmak için küçük miktarlarda kullanılan bir kimyasal.

ADHESION: Yapışma. Yüzeysel kuvvetlerin etkisiyle iki yüzeyin birbirine tutunma durumu. Bu durum moleküler kuvvetlerle, kilitlenme hareketiyle (interlocking action) ya da her ikisiyle sağlanır.

ADHESION FAILURE: Yapışma hatası. Yapışmış iki malzemenin birbirinden ayrılması.

ADHESIVE: Yapıştırıcı. İki ayrı malzemeyi yüzeylerinden tutturma yeteneğine sahip madde.

AGE RESISTANCE: Yaşlanma dayanımı. Stoklama ve kullanım sırasında oksijen, ısı, ışık ve ozonun etkilerine karşı dayanım.

AGING: Yaşlanma/ Yaşlandırma. Bir malzemenin, bir çevrede belli bir süre kalmasının sonucunda oluşan, özelliklerindeki geri döndürülemez değişiklikler/ Bir malzemeyi spesifik bir ortamda belirli bir süre tutma.

AGING, AIR OVEN: Malzemeyi, fırında sirküle olan sıcak havanın etkilerine maruz bırakarak yaşlandırma.

AGING, AIR TEST TUBE: Malzemeyi, fırının içine konan kapalı bir test tüpünde statik havanın etkilerine maruz bırakarak yaşlandırma.

AIR CHECKS: Pres veya kalıpla, pişen malzemenin arasına giren havanın malzeme yüzeyinde çıkarttığı izler.

AIR-CURING: Hava sıcaklığında veya arttırılmış sıcaklıklarda ve genellikle atmosfer basıncında vulkanizasyon.

AMBIENT TEMPERATURE: Ortam sıcaklığı. Malzemeyi çevreleyen maddenin veya atmosferin sıcaklığı.

ANTIOXIDANT: Antioksidan. Oksijenin, malzeme üzerindeki etkilerini geciktiren bir kimyasal.

ANTIOZONANT: Ozonun, malzeme üzerindeki etkilerini geciktiren bir kimyasal.

ANTISTATIC AGENTS: Karışıma katıldıklarında elektron yüklerinin dağıtılmasına yardımcı olan kimyasal maddeler. Bu sayede kıvılcım oluşumu gibi riskler ortadan kaldırılmış olur.

ASH: Kül.

AUTOCLAVE: Otoklav. Kauçuk parçaların vulkanizasyonu için kullanılan basınçlı kaplar sınıfından bir fırındır.

BR (BUTADIENE RUBBER): Butadien Kauçuk.
BACK RINDING: Kauçuk parçanın kalıp birleşim yerinde uğradığı distorsiyon (çarpıklık). Bu olay genelde tüm malzeme kalıbın içine akmadan önce gerçekleşir.
BANBURY (Internal Mixer): Yüksek güçlü, kapalı karıştırma makinası. Kauçuk veya diğer uygun malzemelerin karıştırılmasında kullanılır.
BATCH: Fasılalı bir proses içerisindeki bir karıştırma operasyonunun ürünü.
BEAD: Çelik tel, kord bezi ve kauçuk karışımından oluşan çember şeklinde yapı. Lastiğin janta tutunan parçası.
BLACK: Bkz. Carbon Black. Karbon siyahı için kısaltma.
BLANK: Bir kalıba koymak için şekli ve ölçüleri uygun karışım parçası.
BLISTER: Malzemenin yüzeyinde oluşan kese şeklinde boşluk, içeri giren gazların genleşmesi sonucunda oluşur.
BLOOM: Yüzey görünümündeki değişiklik. Sebebi katı veya sıvı bir bileşenin iyi bağdaşmama sonucunda yüzeye çıkması.
BLOW: Sünger kauçuk imalatındaki hacim genişlemesi. Yüzde veya oran olarak ifade edilir.
BLOWING AGENT: Kimyasal veya termal yollardan gaz oluşumunu sağlayan bir kimyasal. Sünger yapımında kullanılır.
BOND: Bağ. Yapıştırıcı kullanılarak elde edilmiş malzemelerin birleşim yeri.
BONDING AGENT: Bkz. Adhesive.
BOOT: Esnek ek yerlerini toz, nem ve kire karşı koruyan kaplama.
BRITTLE POINT: Gevreklik Noktası. Pişmiş bir kauçuk parçanın belirlenmiş test koşullarında ve ani bir darbede kırıldığı en yüksek sıcaklık derecesi.
BULK DENSITY: Toz, parçacıklar, küpler gibi yığın malzemelerin yoğunluğu. Kütlenin hacme oranı.
BUNA-N: Akrilonitril ve butadienin kopolimerleri için orijinal Alman tabiri.
CM: Chlorinated Polyethylene
CO: Epichlorohydrin Homopolymer
CR: Chloroprene (neoprene)
CSM: Chloro Sulfonyl Polyethylene (Hypalon)
CALENDER: Kalender. İçten ısıtmalı veya soğutmalı 3 veya daha fazla silindirin ters yönlerde dönmesiyle çalışan bir makinadır. Levha şeklinde mal çekme ve beze hamur çekmede kullanılır.
CARBON BLACK: Karbon Siyahı (Karası). Elastomer karışımlarını kuvvetlendirmek için katılan ince formda karbon elemanıdır.
CARBON BLACK MASTERBATCH: Yoğun karbon karası içerikli karışım.
CAST: Döküm.
CEMENT (Rubber Cement): Solüsyon. Bir elastomerin ya da karışımının uçucu bir solvent içinde çözülmesiyle elde edilir.
CHALKING: Malzeme yüzeyinde tozlu bir kalıntı oluşumu.
CHECKING: Kauçuk malzemenin yüzeyinde oluşan kısa, sathî çatlaklar. Genellikle çevre koşullarından kaynaklanır.
CHLOROPRENE: CH2CC1CHCH2 Monomerinden oluşan kauçuk türü.
CHLOROSULFONATED POLYETHYLENE: Ticari adı Hypalon olan elastomerik malzeme.
COEFFICIENT OF EXPANSION: Genleşme Katsayısı
COEFFICIENT OF FRICTION: Sürtünme Katsayısı
COMPOSITE: Kompozit.Spesifik bazı özellikleri elde etmek için, iki veya daha fazla malzemenin sentetik yolla karıştırılmasından oluşan homojen malzeme.
COMPOUND: Son ürün için gerekli tüm bileşenleri içeren polimer karışımı.
CONTINUOUS VULCANIZATION: Sürekli vulkanizasyon. Hortum veya kablo gibi malzemelerin tüplerden çekilerek üretilmesinde kullanılan, vulkanizasyonun sürekli olduğu uzun hatlara sahip bir prosestir. Ayrıca tuz banyosu da sürekli vulkanizasyonda kullanılabilir.
COPOLYMER: İki veya daha fazla çeşit monomerden oluşan polimer.
COPOLYMERIZATION: İki veya daha fazla monomer molekülünün birleştiği kimyasal reaksiyon.

DAMPING: Sönümleme, absorbe etme.
DEFLASHING: Çapak alma.
DELAMINASYON: Katlara ayırma.
DENSITY: Yoğunluk. Birim hacmin kütlesi.
DRUM CURE: Malzemenin bir tamburun etrafına sıcak hava veya buharla pişirildiği yöntem.
DUMBBELL: Fiziksel testlerde kullanılan ince deney parçası.
DUROMETER: Kauçuk ve Plastik parçaların sertliğini ölçmeye yarayan bir alet.

EPDM: Etilen, propilen ve bir dienden oluşan terpolimer.
EPM: Etilen ve propilenden oluşan kopolimerler.
EBONITE: Sert bir kauçuk türü. Yüksek seviyelerde vulkanizasyonla oluşur.
ELONGATION: Uzama
ELONGATION, ULTIMATE: Kopma uzaması.
EMBRITTLEMENT: Gevrekleşme.

FKM: Floro elastomer.
 FILLER: Dolgu.
 FILLER, INERT: Fiziksel özelliklere etkisi olmayan dolgu maddesi.
 FLASH: Çapak.
 FOAM RUBBER: Köpüksü kauçuk.
 FRICTIONING: Bir bezi friksiyonlu bir kalenderde kauçukla emprime etme.
GRAIN: Tane
 GREEN STOCK: Ham, vulkanize olmamış kauçuk hamuru.

 HEVEA BRASILIENSIS: Doğal kauçuk, aynı adlı ağaçtan elde edilir. Bir cis-poliisopren.
 HOT MELT ADHESIVE: Oda sıcaklığında genelde katı olup, sıcaklığın etkisiyle sıvılaşan, termoplastik yapıştırıcı karışım.
 HYSTERESIS: Vulkanize olmuş kauçuk bir parçanın hızlı deformasyonu neticesinde oluşan ısı. Deforme edici gerilmeyle, eski halin alınması sürecinin enerjisinin arasındaki farktır.

ID: (Inside diameter) İç çap
 IIR: (Isobutene-isoprene rubber) Butil kauçuğun ASTM kısaltması.
 IMPACT STRENGTH: Malzemenin tek darbede enerji absorbe etme mukavemeti. Malzemenin kırılması için gerekli enerji.
 IMPREGNATE: Emprime etme. Bir malzemeyi bir kumaşa emdirme.
 INCOMPATIBILITY: Bağdaşmama. Bir malzemenin homojen bir sistem oluşturma özelliğinin olmaması.
 INERT: Etkisiz.
 INHIBITOR: Geciktirici.
 INJECTION MOLDING: Kauçuk karışımının bir ekstrüderin haznesinde ısıtıldıktan sonra kalıp boşluğuna (akışkan haldeyken) enjekte edildiği kalıplama işlemi.
 INSERT: Belli bir amaç doğrultusunda, kauçuk malzemenin içine yerleştirilen yabancı malzemeler (genellikle metal olur)
 INTERNAL MIXER: Banbury. Kapalı kauçuk karıştırma makinasıdır. İçinde, aralarında küçük açıklık bulunan, zıt yönlere dönen iki rotor bulunur.
 ISOPRENE – (CH2CICH3)-CH=CH2: Sıvı bir hidrokarbondur. Doğal kauçuğun tekrarlayan temel yapı birimidir.
 IZOD IMPACT TEST: Darbe dayanımını ölçmeye yarayan bir deney prosedürüdür.
KNIT LINES (OR MARKS): Vulkanizasyon sırasında, kalıpta malzemenin bir bütün olarak akmaması sebebiyle oluşan birleşim yerlerindeki yüzey bozuklukları.
 KNOTS: Gergin lastikte beliren topaklar, yumrular.

LAMINATE: 1- Yaprak halindeki malzemeleri bir pres ya da kalenderde ısı ve basınçla tek bir parça haline getirme. 2- Bu yöntemle üretilmiş malzeme.
 LATEX: Sıvı, koloit kauçuk emülsiyonu. Doğal veya sentetik kauçuğun ve de baz plastiklerin lateksi olabilir.
 LIGHT AGING: Işık etkisiyle yaşlanma.
 LOW TEMPERATURE FLEXIBILITY: Kauçuk bir ürünün düşük sıcaklıklarda servis verme yeteneğini yitirmeden, esnekliğini devam ettirebilme özelliği.
 LUBRICANTS: Yağlayıcılar

MANDREL: Maça.
 MASTICATE: Mastikasyon. Kauçuğu kırma işlemi. Hamur makinasında ya da kapalı karıştırıcılarda yapılabilir.
 MECHANICAL PROPERTIES: Mekanik özellikler.
 MECHANICAL RUBBER GOODS: Mühendislik ürünlerinde ve endüstride kullanılmak üzere üretilmiş kauçuk malzemelere verilen genel ad.
 MIGRATION: Kusma. Kauçuğun içindeki maddelerin, yüzeye hareket etmeleri (yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona)
 MILL: Hamur makinası.
 MOLD: Kalıp
 MOLD LUBRICATION: Kalıp ayırıcılar. Yağlayıcılar kauçuk içinde çözünmez. Sabunlar ve silikonlar kalıp ayırıcı olarak kalıbın iç yüzeyine spreylenir veya sürülür.
 MOLD SHRINKAGE: Malzemenin kalıptan çıktıktan sonra kalıp boşluğu ve malzeme arasındaki ölçü farkı (oda sıcaklığında).
 MONOMER: Kendileri veya benzer moleküllerle birleşerek polimerleri oluşturabilen küçük moleküllerdir.

NBR: Nitril kauçuğun ASTM kısaltması.
 NR: Doğal kauçuğun ASTM kısaltması.
 NATURAL RUBBER: Doğal Kauçuk. Bitki veya ağaçtan üretilir.
 NECKING: Boyun verme. Çekme sırasında bölgesel olarak kesit alanında daralma.
 NEOPRENE: Kloroprenin bir ticari adı.
 NITRILE RUBBER: Nitril Kauçuk. Akrilonitril ve bütadienin kopolimerleri.
 NON-STAINING: Renk vermeyen.

OD: (Outside diameter). Dış çap.
 ODORANT: Vulkanize olmuş kauçuğun kokusunu maskelemek için karışıma katılan aromatik maddeler.
 OIL RESISTANCE: Yağ mukavemeti.
 OLEFIN: Genel formülü CnH2n olan doymamış alifatik hidrokarbon ailesi.
 OPEN CELL: Hücresel veya sünger kauçuğun hücrelerinin birbirleriyle bağlantılı olması durumu. Ürünün sıvıları emmesini sağlar.
 OVERCURE: Optimum vulkanizasyon süresinin aşımı.

OD: (Outside diameter). Dış çap.
 ODORANT: Vulkanize olmuş kauçuğun kokusunu maskelemek için karışıma katılan aromatik maddeler.
 OIL RESISTANCE: Yağ mukavemeti.
 OLEFIN: Genel formülü CnH2n olan doymamış alifatik hidrokarbon ailesi.
 OPEN CELL: Hücresel veya sünger kauçuğun hücrelerinin birbirleriyle bağlantılı olması durumu. Ürünün sıvıları emmesini sağlar.
 OVERCURE: Optimum vulkanizasyon süresinin aşımı.

RAW RUBBER: Ham kauçuk.
 RECLAIM: Rejenere kauçuk.
 RECOVERY: Eski haline dönme.
 REINFORCEMENT: Güçlendirici, takviye edici. Karbon karası gibi maddeler vulkanize olan kauçuğun fiziksel özelliklerini iyileştirirler.
 RESILIENCE: Deforme olmuş bir numunenin hızlı bir şekilde eski halini alma durumunda, çıkış enerjisinin giriş enerjisine oranıdır.
 RETARDER: Geciktirici. Prematüre vulkanizasyonu önleyen maddeler.
 RUBBER: Kauçuk
 RUBBER LATEX: Kauçuk lateksi. Kauçuğun ağaçtan elde edilen hali.

SBR: Strene Butadiene Rubber. Sentetik kauçuk lateksi.
 SCORCH: Genellikle fazla ısı uygulamasından kaynaklanan prematüre vulkanizasyon.
 SHELF AGING: Kauçuk malzemenin normal atmosfer koşullarında, stok esnasında yaşlanması.
 SHORE HARDNESS: Shore sertliği.
 SKIM COAT: Bez üzerine kaplanan kauçuk katmanı.
 SOAPSTONE: Sabun taşı.
 SPECIFIC GRAVITY: Özgül ağırlık. Birim hacmin ağırlığı.
 STRAIN: Gerilim neticesinde oluşan uzama.
STRESS: Gerilim. Birim kesit alanına uygulanan kuvvet.
SUN CHEKING: Yüzeyde çatlaklar ve kırılmalar şeklinde oluşan, direk güneş ışığına maruz kalan malzemelerdeki yüzey hataları.

TACK: Bir polimerin ya da karışımın iki katmanının düşük basınç uygulamalarında birbirlerine yapışabilme özelliğidir.
TENSILE STRENGTH: Çekme Mukavemeti. Çekme sırasında numuneye, sürünme başlamadan önce uygulanabilen en büyük çekme gerilimini ifade eder.
TERPOLYMER: Üç farklı tip monomerden oluşan kopolimer.
THERMOPLASTIC: Tekrarlanır biçimde, yüksek sıcaklıklarda yumuşayan, düşük sıcaklıklarda sertleşen malzeme.
TRAPPED AIR: Vulkanizasyon sırasında malzemenin içinde kalan yada kalıp yüzeyiyle malzeme yüzeyi arasında kalan hava.
TUMBLING: Bir bitirme işlemi. Kalıplı malzemenin çapaklarını dönen bir tamburun içine koyup temizleme işlemi.

ULTRA ACCELERATOR: Çok aktif bir hızlandırıcı sınıfı. Genellikle çok düşük miktarlarda kullanılırlar.
 ULTRAVIOLET LIGHT: Morötesi ışık.
 UNSATURATION: Doymamışlık

VISCOSITY: Viskozite. Bir malzemenin akmaya gösterdiği direnç.
 VOLUME COST: Hacim fiyatı. Birim hacme göre hesaplanan fiyat.
 VULCANIZATE: Vulkanizasyonla üretilmiş ürünlerin, şekil ve işlevden bağımsız genel adı.
 VULCANIZATION: Vulkanizasyon. Kauçuk karışımının kimyasal yapısındaki geri dönüşü olmayan, daha az plastik daha çok elastik olduğu, değişimdir (çapraz bağlanma). Daha çok kükürtle yapılan çapraz bağlanmayı ifade eder.

 WEATHERING: Dışarıda bekleme neticesinde malzeme yüzeyinde oluşan bozukluklar.

 YIELD POINT: Akma noktası. Plastik deformasyona geçiş noktası.

Kaucukdergisi.com

Diğer Haber

Motorine indirim geliyor

Akaryakıt sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre, bu gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere motorinin litre …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir